1- Nama Yazılı Çek ve Emre Yazılı Çek Arasındaki Fark
Çek kanunen emre yazılı senetlerden olduğundan (TTK m. 785/1-a, eTTK m. 697/I, b. 1; TTK m. 788/I, eTTK m. 700/I), onu nama yazılı olarak düzenleyebilmek için menfi emre kaydına yer vermek gereklidir (TTK m. 785/1-b, eTTK m. 697/I, b. 2; TTK m. 788/II, eTTK m. 700/II). Menfi emre kaydını ihtiva eden çekte lehtar olarak gösterilen kişi senedi elinde bulunduruyorsa yetkili hamil sayılır. Nama yazılı bir çek üçüncü bir kişiye devredilmiş ise, yetkili hamilin tespiti yapılan devir işleminin geçerliliğine bağlıdır. Nama yazılı kıymetli evrak (çek) yazılı devir beyanı (alacağın temliki) ve senedin teslimi suretiyle devredilir (TTK m. 647/I-II, eTTK m. 559/I-II; TTK m.788/II, eTTK m. 700/II)[1].
Senedin nama yazılı bir senet olabilmesi için; bir kişinin namına yazılı olup, emre kaydını ihtiva etmemesi, fakat kanunen emre yazılı senetlerden ise, emre olmadığının ya da nama düzenlendiğinin belirtilmiş bulunması da gerekir[2] (iş bono emre yazılı değildir, iş bu bono nama yazılıdır, iş bu bono ciro edilemez). Çünkü bu durumda kanunen emre sayılan bir senedin sadece emre kaydını içermemesi de yeterli değildir[3]. “İşbu nama yazılı senedin” ibaresi ile düzenlenen bir senedin emre yazılı olmadığı, nama yazılı olduğu kabul edilmelidir[4].
2- Nama Yazılı Çek Nasıl Devredilir
Çek nama yazılı olarak düzenlenebilir fakat bu durumda emre yazılı çekler gibi devredilemez[5]. Eğer emre yazılı çekler gibi sadece kaşe vurularak imza edilirse bu temlik cirosu mahiyetinde olup, alacağın temliki sonuçlarını doğurmayacağı için bu devir işlemi geçersizdir[6]. Nama yazılı bir çeki bu şekilde devralan ve yetkili hamil olduğunu sanan kişi yetkili hamil değildir ve kambiyo takibi yapamayacaktır. Bu husus aşağıda ayrı bir başlıkta incelenecektir.
Nama yazılı bir çekin lehtar tarafından usule uygun bir şekilde ciro edilmesi için alacağın temliki hükümlerine göre ciro yapılması gerektiği, bunun için de ciroda mutlaka “temlik beyanı” olarak adlandırılan beyanın yer alması gerektiği ifade edilmelidir. Nama yazılı kıymetli evrakın devri esas olarak borçlunun onayına gerek olmaksızın yazılı devir (temlik) beyanında bulunulması (TTK m. 647/2) ve devir anlaşmasıyla senet zilyetliğinin devralana geçirilmesiyle gerçekleşir. (TTK m. 647/1). Buradaki yazılı devir beyanının “temlik beyanı” olarak anlaşılması gerekir. Buna göre, nama yazılı senetlerin devri, alacağın temliki (6098 sayı TBK. m 183 vd.) hükmü uyarınca yapılır[7]. Alacağın temliki amacıyla temlik beyanı ile yapılacak ciro / devir işleminde sadece temlik edenin imzası yeterli görülmektedir[8].
3- Nama Yazılı Çeklerde Kambiyo Takibi Yapma Hakkı
Nama yazılı olan çek ve senetler ile kambiyo takibi yapılabileceği konusunda şüphe bulunmamaktadır. Lehtarın icra takibi yapması halinde takip hakkının olmadığı veya yetkili hamil olmadığı söylenemeyecektir[9]. Detaylar için tıklayınız. Cirantalar için durum farklıdır. Takip alacaklısının ciranta olması halinde takip hakkının mevcut olduğunun ve yetkili hamil olduğunun kabul edilebilmesi için alacağın temliki hükümlerine göre yazılı temlik beyanı içerir bir devir işleminin yapılmış olması gerekir. Bu durumda yetkili hamil konumunda olan cirantaların da takip hakkı mevcuttur[10]. Eğer yapılan ciro alacağın temliki şartlarını karşılamıyorsa çeki elinde bulunduranın kambiyo takibi yapma hakkı yoktur[11].
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi, E. 2021/5694 K. 2021/10713 T. 29.11.2021:"Takip dayanağı senet nama yazılı olarak düzenlenmiştir. Buna rağmen lehtar tarafından kaşe basılıp imzalanmak suretiyle yapılan ciro beyaz ciro olup bu devir alacağın temliki niteliği taşımamaktadır. Bu durumda lehtar tarafından yapılan devir alacağın temliki hükmünde sayılacağından borçlunun (keşidecinin) bononun senet lehtarları ile yapılan sözleşmenin teminatı olarak verildiği (bedelsizliği borcun doğmadığı) defiini takip alacaklısı senet hamiline karşı ileri sürülebilir. Ayrıca senedin kambiyo senedi niteliğini etkilemez ise de, lehtar dışındakilere devrini de engeller.
Bununla birlikte şekil olarak cironun alacağın temliki şartlarını bünyesinde barındırdığı söylenemiyorsa, artık senedi devralan kişi senede dayalı olarak hak sahibi sıfatını iktisap edemeyecek ve kambiyo hukukuna ilişkin hiçbir hukuki imkandan özellikle İİK.nun 170/a-2 uyarınca kambiyo hukuku kapsamında takip hakkından yararlanamayacaktır.
Somut olayda gözlendiği gibi takip alacaklısı, lehtar olmadığından yetkili hamil değildir. Mahkemece, yukarıdaki ilkeler ışığında alacaklının takip hakkı bulunmadığı düşünülerek takibin iptaline karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile karar verilmesi doğru değil ise de, sonuçta şikayetin kabulü ile takibin iptaline ve Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiğinden, sonucu doğru kararın onanması gerekmiştir."
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi, E. 2022/7334 K. 2022/14329 T. 29.12.2022:"Bununla birlikte şekil olarak cironun alacağın temliki şartlarını bünyesinde barındırdığı söylenemiyorsa, artık senedi devralan kişi senede dayalı olarak hak sahibi sıfatını iktisap edemeyecek ve kambiyo hukukuna ilişkin hiçbir hukuki imkandan özellikle İİK’nın 170/a-2. maddesi uyarınca kambiyo hukuku kapsamında takip hakkından yararlanamayacaktır.
Somut olayda, takip dayanağı senetler nama yazılı olarak düzenlenmiştir. Buna rağmen lehtar tarafından kaşe basılıp imzalanmak suretiyle yapılan ciro beyaz ciro niteliğinde olup, alacağın temliki niteliği taşımamaktadır. Bu durumda, takip alacaklısı lehtar olmadığından yetkili hamil değildir.
İİK’nın 170/a-2 maddesi hükmüne göre; icra mahkemesi, müddetinde yapılan şikayet ve itiraz dolayısıyla, usulü dairesinde kendisine intikal eden işlerde takibin müstenidi olan kambiyo senedinin bu vasfı haiz olmadığı veya alacaklının kambiyo hukuku mucibince takip hakkına sahip bulunmadığı hususlarını re’sen nazara alarak bu fasla göre yapılan takibi iptal edebilir."
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi, E. 2023/6536 K. 2024/4589 T. 09.05.2024:"Takibe konu senet incelendiğinde senedin nama yazılı düzenlendiği, bedelin malen alındığı kaydının bulunduğu, borçlunun keşideci, alacaklının lehtardan sonraki ciranta olduğu anlaşılmıştır. Bono, poliçe ve çek kanun gereği emre düzenlenen senetlerdir. Bu senetler üzerine ciranta tarafından konulan ciro edilemeyeceği kaydı senedi nama yazılı bir kambiyo senedi haline getirmez ise de keşideci tarafından konulan ciro edilemeyeceği kaydı senedi nama yazılı hale getirir. (Prof.Dr.Fırat Özten Kıymetli evrak Hukuku 2.Bas. sayfa 638-639). Bu şekilde nama yazılı hale gelen senedin ciro edilme imkanı kalmaz. Ancak alacağın temliki yolu ile devredilebilir. Bu yasağa rağmen yapılan ciro alacağın temliki hükümlerine tabi olur. Zira nama yazılı senetler ancak alacağın temliki sonuçlarını yaratmak üzere devredile bilirler. Nama yazılı senet üzerinde yapılan ciro da temlikin sonuçlarını yaratabilir. (Fırat Özten Kıymetli Evrak Hukuku 2.Bas. Sayfa 200) Bu durumda senedi temellük edene karşı keşideci her türlü defilerini ileri sürebilir. (H.G.K.11.4.2007 tarih 12-206/202 sayılı kararı) Takip dayanağı senet nama yazılı olarak düzenlenmiştir. Buna rağmen lehtar tarafından kaşe basılıp imzalanmak suretiyle yapılan ciro beyaz ciro olup bu devir alacağın temliki niteliği taşımamaktadır.
Bununla birlikte şekil olarak cironun alacağın temliki şartlarını bünyesinde barındırdığı söylenemiyorsa, artık senedi devralan kişi senede dayalı olarak hak sahibi sıfatını iktisap edemeyecek ve kambiyo hukukuna ilişkin hiçbir hukuki imkandan özellikle İİK’nın 170/a-2 uyarınca kambiyo hukuku kapsamında takip hakkından yararlanamayacaktır.
Somut olayda gözlendiği gibi takip alacaklısı, lehtar olmadığından yetkili hamil değildir.
O halde Bölge Adliye Mahkemesince, yukarıdaki ilkeler ışığında alacaklının takip hakkı bulunmadığı kabul edilerek takibin iptaline karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir."
Sonuç Olarak
Nama yazılı çek veya senet (bono) ile kambiyo takibi yapılması mümkündür. Fakat takip hakkının yetkili hamil tarafından kullanılması gerektiği tartışmasızdır. Yetkili hamil, çek veya senedi usulüne uygun biçimde devraldığını ispatla mükelleftir. Emre yazılı çek veya senetler yönünden sadece ciro işlemi usule uygun devir işlemi yeterli olabilir ise de nama yazılı çek veya senetler yönünden alacağın temliki hükümlerine göre devir gerçekleştirilmesi zorunludur. Bunun için de yapılan ciro ile birlikte temlik beyanının senette yer alması gereklidir. Alacağın temliki hükümlerine uygun olarak devredilmemiş, sadece ciro yapılmış bir çek ile ciro alan tarafından kambiyo takibi yapılamaz. Fakat alacağın temliki hükümlerine göre devredilmiş bir çek veya senet ile kambiyo takibi yapılabileceği kararlarda[12] kabul edilmektedir[13].
Daha fazla bilgi, hukuki danışmanlık ve sorularınız için Whatsapp hattımızdan veya mail yoluyla bizimle hemen iletişime geçebilirsiniz. 03.12.2025
[1] Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, E. 2019/59 K. 2022/46 T. 25.01.2022:
[2] Yargıtay 12. Hukuk Dairesi, E. 2023/6536 K. 2024/4589 T. 09.05.2024:”6102 sayılı TTK’nın 778. Maddesi ile bonolar hakkında da uygulanan aynı kanunun 681/2. Maddesinde ise “Düzenleyen, poliçeye “emre yazılı değildir” ibaresini veya aynı anlamı ifade eden bir kaydı koymuşsa, poliçe ancak alacağın temliki yoluyla devrolunabilir ve bu devir alacağın temlikinin hukuki sonuçlarını doğurur” hükmü yer almaktadır.”
[3] Yargıtay 12. Hukuk Dairesi, E. 2022/11323 K. 2023/4562 T. 05.07.2023:
[4] Yargıtay 12. Hukuk Dairesi, E. 2022/11323 K. 2023/4562 T. 05.07.2023:"Bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde, "iş bu nama yazılı senedin" ibaresini ihtiva eden takibe konu senetlerin nama yazılı olarak düzenlendiği anlaşılmaktadır.”
[5] Yargıtay 12. Hukuk Dairesi, E. 2023/6536 K. 2024/4589 T. 09.05.2024:”Takibe konu senet incelendiğinde senedin nama yazılı düzenlendiği, bedelin malen alındığı kaydının bulunduğu, borçlunun keşideci , alacaklının lehtardan sonraki ciranta olduğu anlaşılmıştır. Bono, poliçe ve çek kanun gereği emre düzenlenen senetlerdir. Bu senetler üzerine ciranta tarafından konulan ciro edilemeyeceği kaydı senedi nama yazılı bir kambiyo senedi haline getirmez ise de keşideci tarafından konulan ciro edilemeyeceği kaydı senedi nama yazılı hale getirir. (Prof.Dr.Fırat Özten Kıymetli evrak Hukuku 2.Bas. sayfa 638-639). Bu şekilde nama yazılı hale gelen senedin ciro edilme imkanı kalmaz. Ancak alacağın temliki yolu ile devredilebilir. Bu yasağa rağmen yapılan ciro alacağın temliki hükümlerine tabi olur. Zira nama yazılı senetler ancak alacağın temliki sonuçlarını yaratmak üzere devredile bilirler. Nama yazılı senet üzerinde yapılan ciro da temlikin sonuçlarını yaratabilir. (Fırat Özten Kıymetli Evrak Hukuku 2.Bas. Sayfa 200) Bu durumda senedi temellük edene karşı keşideci her türlü defilerini ileri sürebilir. (H.G.K.11.4.2007 tarih 12-206/202 sayılı kararı) Takip dayanağı senet nama yazılı olarak düzenlenmiştir. Buna rağmen lehtar tarafından kaşe basılıp imzalanmak suretiyle yapılan ciro beyaz ciro olup bu devir alacağın temliki niteliği taşımamaktadır.”
[6] Yargıtay 12. Hukuk Dairesi, E. 2021/5694 K. 2021/10713 T. 29.11.2021:"Takip dayanağı senet nama yazılı olarak düzenlenmiştir. Buna rağmen lehtar tarafından kaşe basılıp imzalanmak suretiyle yapılan ciro beyaz ciro olup bu devir alacağın temliki niteliği taşımamaktadır. Bu durumda lehtar tarafından yapılan devir alacağın temliki hükmünde sayılacağından borçlunun (keşidecinin) bononun senet lehtarları ile yapılan sözleşmenin teminatı olarak verildiği (bedelsizliği borcun doğmadığı) defiini takip alacaklısı senet hamiline karşı ileri sürülebilir. Ayrıca senedin kambiyo senedi niteliğini etkilemez ise de, lehtar dışındakilere devrini de engeller. Bununla birlikte şekil olarak cironun alacağın temliki şartlarını bünyesinde barındırdığı söylenemiyorsa, artık senedi devralan kişi senede dayalı olarak hak sahibi sıfatını iktisap edemeyecek ve kambiyo hukukuna ilişkin hiçbir hukuki imkandan özellikle İİK.nun 170/a-2 uyarınca kambiyo hukuku kapsamında takip hakkından yararlanamayacaktır."
[7] Yargıtay 12. Hukuk Dairesi, E. 2022/11323 K. 2023/4562 T. 05.07.2023:" Nama yazılı senetlerin devrinde alacağın devri hükümleri uygulandığına yani, devir alan kişi devredenin halefi olduğuna göre, borçlu devir edene karşı haiz olduğu def'ileri, fazlası dahil, devir alana karşı da ileri sürebilir. Nama yazılı senet birkaç devir görmüşse, yani olayda bir temlikler zinciri varsa, senet borçlusu, BK m. 188'in lafzı gereğince, sadece senedin hamiline senedi devir eden kişiye, yani hamilin selefine değil, halefiyet ilkesinin gereği olarak, önceki bütün hamillere karşı ileri sürebileceği def'ileri (son) hamile ileri sürebilir. BK m. 19/2 ile BK m. 188/2'deki haller bundan hariçtir.
Bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde, "iş bu nama yazılı senedin" ibaresini ihtiva eden takibe konu senetlerin nama yazılı olarak düzenlendiği anlaşılmaktadır. Ayrıca muteriz borçlunun keşidecisi olduğu, senetlerin lehtar tarafından "İş bu alacağımı T. Borçlar Kanununun 183/194 madde hükümleri gereğince, tediye makamına kaim olmak üzere ... T.A.Ş. İkitelli Ticari Şubesine devir ve temlik ettim/ettik." açıklaması ile takip alacaklısına cirosu ve alacaklının cevap dilekçesinde alacağın temliki yoluyla elde edilen takip konusu senetlerde yetkili hamil olduğunu ileri sürmesi karşısında, takip dayanağı bonoların nama düzenlendiği açıkça anlaşılmaktadır. Bu durum karşısında senet hamiline karşı keşideci her türlü def’ilerini ileri sürebilir (H.G.K.11.4.2007 tarih 12-206/202 sayılı kararı).
O halde, borçlunun, takibe konu senetlerin lehdarına karşı ileri sürebileceği senetlerin bedelsiz olduğuna yönelik şahsi defiyi senetleri alacağın temliki yoluyla alan takip alacaklısına da karşı ileri sürebileceğinden, borçlunun bu yöndeki iddiaları incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz isabetsiz olup İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir."
[8] Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, E. 2013/1777 K. 2015/1194 T. 15.04.2015:”Kanunumuz alacağın temlikinin «yazılı» şekilde yapılmasını öngörmektedir. Bu itibarladır ki, bir muteberlik şekli olarak yazılı şekle uyulmadıkça alacağın temlikinin hiçbir hükmü yoktur. Bununla birlikte, temlik senedinde (temliknamede) sadece temlik edenin imzasının bulunması kâfi olup ayrıca temellük edenin imzasının bulunmasına lüzum yoktur. Temlik senedine tarih konulması da şart değildir.”
[9] Yargıtay 12. Hukuk Dairesi, E. 2011/23499 K. 2012/8416 T. 19.03.2012: "Öte yandan TTK.nun 730. maddesi yollaması ile çekler hakkında da uygulanması gerekli aynı kanunun 597/2. maddesi uyarınca, ciranta çekin ciro edilmesini yasak edebilir. Bu halde senet sonradan kendilerince ciro edilen kişilere karşı mesul olmaz.TTK.nun 700/2. maddesine göre ise ciro edilemez kaydı bulunan çekin, ancak alacağın temliki yoluyla devri mümkündür. Bu durum karşısında çekte bulunan "3.şahıslara ciro edilemez" kaydı çekin kambiyo senedi niteliğini etkilemez ise de; lehtar dışındakilere devrini engeller. Somut olayda takip alacaklısı lehtar olduğundan. yetkili hamildir. O halde mahkemece şikayetin reddi yerine yazılı gerekçelerle kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir."
[10] Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 05.12.2023 tarihli, 2023/1401 E. - 2023/8236 K. sayılı kararı. Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 05.07.2023 tarihli, 2022/11323 E. - 2023/4562 K. sayılı kararı.
[11] Yargıtay 12. Hukuk Dairesi, E. 2023/6536 K. 2024/4589 T. 09.05.2024: ”Bununla birlikte şekil olarak cironun alacağın temliki şartlarını bünyesinde barındırdığı söylenemiyorsa, artık senedi devralan kişi senede dayalı olarak hak sahibi sıfatını iktisap edemeyecek ve kambiyo hukukuna ilişkin hiçbir hukuki imkandan özellikle İİK’nın 170/a-2 uyarınca kambiyo hukuku kapsamında takip hakkından yararlanamayacaktır.”
[12] Yargıtay 12. Hukuk Dairesi, E. 2022/11323 K. 2023/4562 T. 05.07.2023:" Nama yazılı senetlerin devrinde alacağın devri hükümleri uygulandığına yani, devir alan kişi devredenin halefi olduğuna göre, borçlu devir edene karşı haiz olduğu def'ileri, fazlası dahil, devir alana karşı da ileri sürebilir. Nama yazılı senet birkaç devir görmüşse, yani olayda bir temlikler zinciri varsa, senet borçlusu, BK m. 188'in lafzı gereğince, sadece senedin hamiline senedi devir eden kişiye, yani hamilin selefine değil, halefiyet ilkesinin gereği olarak, önceki bütün hamillere karşı ileri sürebileceği def'ileri (son) hamile ileri sürebilir. BK m. 19/2 ile BK m. 188/2'deki haller bundan hariçtir.
Bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde, "iş bu nama yazılı senedin" ibaresini ihtiva eden takibe konu senetlerin nama yazılı olarak düzenlendiği anlaşılmaktadır. Ayrıca muteriz borçlunun keşidecisi olduğu, senetlerin lehtar tarafından "İş bu alacağımı T. Borçlar Kanununun 183/194 madde hükümleri gereğince, tediye makamına kaim olmak üzere ... T.A.Ş. İkitelli Ticari Şubesine devir ve temlik ettim/ettik." açıklaması ile takip alacaklısına cirosu ve alacaklının cevap dilekçesinde alacağın temliki yoluyla elde edilen takip konusu senetlerde yetkili hamil olduğunu ileri sürmesi karşısında, takip dayanağı bonoların nama düzenlendiği açıkça anlaşılmaktadır. Bu durum karşısında senet hamiline karşı keşideci her türlü def’ilerini ileri sürebilir (H.G.K.11.4.2007 tarih 12-206/202 sayılı kararı).
O halde, borçlunun, takibe konu senetlerin lehdarına karşı ileri sürebileceği senetlerin bedelsiz olduğuna yönelik şahsi defiyi senetleri alacağın temliki yoluyla alan takip alacaklısına da karşı ileri sürebileceğinden, borçlunun bu yöndeki iddiaları incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz isabetsiz olup İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir."
[13] Yargıtay 12. Hukuk Dairesi, E. 2022/10849 K. 2023/3256 T. 10.05.2023:"Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile takip konusu bonoların üzerinde nama yazılı düzenlendikleri yazılı olup senetlerin ön yüzünde bono ibaresinin yer aldığı, senetlerin kambiyo senedi vasfına haiz oldukları, bonolar nama yazılı bono ya da emre yazılı bono olarak kabul edilmesi halinde dahi temlik cirosuyla alacaklıya devredildiğinden davalı alacaklının yetkili hamil olduğu gerekçesiyle borçlunun senedin vasfına ve takip hakkına yönelik şikayeti hakkında mahkemece verilen karar hatalı olduğundan davalının istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca kabulü ile İstanbul 18. İcra Hukuk Mahkemesinin 2021/604 Esas - 2021/1574 Karar sayılı, 21.10.2021 tarihli kararının kaldırılmasına, şikayetin reddine, davalının tazminat talebinin reddine karar verilmiştir."