1- Borç Bildirim Belgesi Nedir? Neden Düzenlenir? Kanuni Dayanağı Nedir?
SGK tarafından genellikle; i. sigortalıya yersiz ölüm aylığı veya emeklilik aylığı ödemesi yapıldığından bahisle ii. Kuruma verilen veya ibraz edilen belgelerle gerçeğe aykırı bildirimde bulunulması nedeniyle düzenlenen borç bildirim belgesi, 5510 sayılı Kanun'un 96/4 fıkrasında düzenlenmektedir. Düzenleme "Yersiz ödemelerin tespiti ile geri alınmasına ve bu maddenin uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar, Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir." şeklindedir.
Ayrıca işverenler aleyhine resen prim tahakkuk ettirilmesi hallerinde de gündeme gelen borç bildirim belgesi bu yazının konusu olmayıp şu yazıda incelenmişti.
Bahsi geçen 96/4 düzenlemesine göre SGK tarafından çıkarılan Fazla Veya Yersiz Ödemelerin Tahsiline İlişkin Usul Ve Esaslar Hakkında Yönetmelik yapılacak işlemlere esas tutulmakta olup, Yönetmeliğin 11 inci maddesinde; borçluya "Borç Bildirim Belgesi" tebliğ edileceği ifade edilmektedir. Yönetmeliğin ekinde yer alan Borç Bildirim Belgesi incelendiğinde belgenin nasıl düzenlenmesi gerektiği görülmektedir. Ne var ki bu belgede yer alan itiraz süresi 7 gün ve ödeme süresi 1 ay olarak gösterilmiş ise de kanuni dayanağının ne olduğu belirtilmemekte, bu bilgiler Yönetmelikte de yer almamaktadır. Konuyla ilgili öneme sahip olan 30.10.2009 tarihli ve 2009/29 sayılı Genelgede de süreyle ilgili bir düzenleme yoktur.
2- Borç Bildirim Belgesine İtiraz Süresinin Kanuni Dayanağı
Sigortalıya tebliğ edilen Borç Bildirim Belgelerinde genellikle itiraz süresi 7 gün olarak gösterilmekte çoğu kez itiraz mercii gösterilmemektedir. Bu bölümde 7 günlük sürenin kanuni dayanağı ve süre belirtilmemesi halinde hangi sürenin uygulanması gerekeceği tartışılacaktır. Peşinen belirtmek gerekir ki itiraz süresi gösterilmemişse usulsüz düzenlenmiş bildirim belgesinin iptali mümkündür. Detaylar için tıklayınız.
Yersiz ödeme yapıldığının tespit edilmesi halinde, Kurum'un nasıl bir işlem sırası ile hareket edeceği ve hangi mevzuata göre tahsil işlemlerine girişeceği hususu, 65443537/85599/4469015 sayılı, 10.09.2014 tarihli ve Fazla ve Yersiz Ödemelerin Takibi, Tahsili ve Terkini konulu Genel Yazı'da belirtilmiştir. Bu yazıda detayları ile açıklandığı üzere;
"SGK Başkanlığına bağlı harcama birimlerince tespit edilen borçların, 5018 sayılı Kanunun 71 inci maddesi ve ilgili mevzuat çerçevesinde, tahakkuku ve takip işlemleri yürütülmektedir."
Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu (5018 sayılı) ve bu Kanunun 71 inci maddesi uyarınca düzenlenen Kamu Zararlarının Tahsiline İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik SGK tarafından borç bildirim belgesine ve tahsil işlemlerine esas tutulmaktadır.
Genel Yazı'da belirtilen 5018 sayılı mevzuata atıf yapılmasının kanuni dayanağı Fazla Veya Yersiz Ödemelerin Tahsiline İlişkin Usul Ve Esaslar Hakkında Yönetmelik 16 ncı maddesinde şöyle ifade edilmiştir: "Bu Yönetmelikte hüküm bulunmayan hallerde, 27/9/2006 tarihli ve 2006/11058 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla yürürlüğe konulan Kamu Zararlarının Tahsiline İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik hükümleri uygulanır."
Görüldüğü üzere, Yersiz Ödeme Yönetmeliğinde ilgili konuya ilişkin bir düzenleme yoksa, hem Yönetmelik atfı ile hem de SGK uygulamasına göre, Kamu Zararı Yönetmeliği uygulanacaktır. Bu yönetmeliğin 10/2 fıkrasının son cümlesi şöyledir: "Tebliğde; borcun miktarı, sebebi, doğuş tarihi, faiz başlangıç tarihi, ödeme yeri belirtilir ve sorumlulara ve/veya ilgililere ödeme, itiraz veya sulh teklifinde bulunmak üzere otuz gün süre verilir."
Biz, SGK tarafından borç bildirim belgelerine yazılan 7 günlük itiraz süresinin kanuni dayanağını bulamadık. Aksine bu sürenin 30 gün olması gerektiğine ilişkin bir düzenleme mevcuttur. Kanuni dayanağı güncel mevzuat kapsamında bilen varsa buradan bizimle iletişime geçerek eksikliğimizi düzeltebilir.
3- Borç Bildirim Belgesine İtiraz Mercii
SGK ilgili müdürlük veya merkezleri tarafından tebliğ edilen borç bildirim belgelerinde genellikle itiraz mercii bölümü boş bırakılmaktadır. Anayasa Mahkemesi kararlarına, Hukuk Genel Kurulu kararlarına konu olmuş bu eksikliklerin sebebi anlaşılamamaktadır. Zaten yeterince karışık olan SGK mevzuatında bir de vatandaşa itiraz merciini bilmesi gerektiği yönünde bir yükümlülük atfetmek hatalıdır. Zira Yargıtay HGK bir kararında bu hususu tartışmış ve itiraz merciinin yazılı olmadığı bir borç bildirim belgesinin iptali amacıyla süresinde açılmayan ve hatta Kurum’a da itiraz edilmeden doğrudan açılan davanın reddine karar verilmesini savunma hakkının kısıtlanması olarak değerlendirmiş ve borç bildirim belgesinin iptaline karar verilmesi gerektiği ifade edilmiştir. Detaylar için tıklayınız.
Netice itibariyle, Kurum tarafından belgede gösterilmişse gösterilen yere; gösterilmemiş ise de bu usuli eksikliğe rağmen yapılmasına karar verilen itirazlar, belgeyi düzenleyen ilçe müdürlüğüne veya SGK merkezine yapılabilecektir. Prim tahakkuku nedeniyle düzenlenenler için itiraz mercii özel olarak düzenlenmiş olup şu yazımızda incelenmiştir. Ayrıca belirtmek gerekir ki Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği madde 113 gereği işkolu koduna yapılan itirazlar ise İşkolu Kodu İtiraz Komisyonuna yapılmaktadır.
4- Borç Bildirim Belgesine İtiraz Süresinin Kaçırılmasının Sonuçları
Borç Bildirim Belgesinde itiraz süresi ve yeri gösterilmiş ve fakat buna rağmen itiraz süresi kaçırılmışsa, artık usulsüz bir borç bildirim belgesinden bahsedilemeyeceği; örneğin dava yeri, dava süresi gösterilmediği gerekçeleriyle belgenin iptali davası açılamayacağı değerlendirilmektedir. Bu durumda borç idari anlamda kesinleşmiş olacağından artık iş mahkemesinde dava konusu edilemeyeceği ileri sürülmektedir(HGK Kararı, 12.02.2019 tarihli, 2015/3512 E. , 2019/134 K.).
5- Borç Bildirim Belgesine İtiraza Cevap Verilmesi Halinde Dava Açma Süresi
Mevzuatta, borç bildirim belgesine itiraza karşı Kurum tarafından cevap verildikten sonra, hangi süre içerisinde nerede dava açılacağı konusunda açık bir düzenleme mevcut değildir. Konuyla ilgili tartışmanın toplandığı nokta, davanın açılacağı süredir. İlgili mevzuat incelendiğinde borç bildirim belgesinin iptali yahut menfi tespit davası niteliğinde bir davanın düzenlenmediği görülmektedir. Konuyla ilgili bir Yargıtay kararında[1] da bu davaların herhangi bir süreye tabii olmadığı ifade edilmiştir:
“Mahkemece, 6183 sayılı Kanun'un 58. maddesi gereğince 7 günlük hak düşürücü süre içerisinde açılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgeler ışığında somut olay incelendiğinde, davalı Kurumun 26/06/2012 tarih ve 11.562.801 sayılı yazısı ile 7201 sayılı Kanun gereğince davacıya 01/09/2009 ila 21/07/2012 tarihleri arasında ödenen yaşlılık aylıklarının yersiz ödendiği belirtilerek 29.119,27 TL miktarlı borç bildirim belgesi tebliğ edildiği, davacıya 6183 sayılı Kanun kapsamında çıkartılan bir ödeme emrinin bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu yönüyle eldeki davanın ödeme emrinin iptali davası değil; Kurum işleminin iptali, menfi tespit ve alacak taleplerini içerdiği, eldeki dava bakımından 6183 sayılı Kanun'un 58. maddesindeki 7 günlük hak düşürücü sürenin uygulanamayacağı, Kurum işleminin iptali talebi bakımından öngörülen bir dava açma süresinin bulunmadığı açıktır.”
6- Borç Bildirim Belgesine İtiraza Cevap Verilmemesi Halinde Dava Açma Süresi ve Yeri
6.1. Borç Bildirim Belgesine İtiraza Cevap Verilmemesi ve Dava Açma Süresi
Borç bildirim belgesine itiraz süresinde yapılmasına rağmen SGK bu itiraza cevap vermeyebilir. Cevap verilmemesi halinde ilgili kişinin ne kadar süre bekleyeceği, cevap süresinin ne zaman dolacağı, cevap verilmemesi halinde dava açma süresinin başlangıç tarihini değiştirecektir. Buna göre hangi tarihe kadar cevap verilmezse başvurunun reddedilmiş sayılacağı bir sonuca kavuşturulmalıdır. Örneğin konuya İdari Yargılama Usulü Kanunundaki süreler uygulanırsa cevap verme süresi 30 gün olacaktır. İYUK kapsamında değerlendirilme yapılması bizce artık mümkün değildir. 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 4 üncü maddesinde yapılan genel düzenleme ile dava açmadan önce SGK’ya başvuru zorunluluğu düzenlenmiş, SGK’nın cevap verme süresi 60 gün olarak gösterilmiş ve “Diğer kanunlarda öngörülen süreler saklı kalmak kaydıyla yapılan başvuruya altmış gün içinde Kurumca cevap verilmezse talep reddedilmiş sayılır.” düzenlemesine yer verilmiştir. Bu düzenlemenin borç bildirim belgesine itiraza karşı cevapta da uygulanabileceği düşünülecek olursa, bekleme süresi 60 gün olacaktır.
Yersiz Ödeme Yönetmeliğinin atıf yaptığı Kamu Zararı Yönetmeliğinin 10/2-a bendi de konuyla ilgili uygulama alanı bulabilir. Düzenlemeye göre: “Sorumluların ve/veya ilgililerin varsa itirazları 15 gün içinde sonuçlandırılır. Bu süre içinde sonuçlandırılmayan başvurular reddedilmiş sayılır.”
Benzeri ve fakat eksik bir düzenleme Yersiz Ödeme Yönetmeliğinin 11/3 fıkrasında da mevcuttur. Cevap süresinin 10 gün olduğu belirtilmiş ve fakat bu sürede cevap verilmemesinin sonuçları düzenlenmemiştir.
Konuya ilişkin 5510 sayılı Kanunda da Yersiz Ödeme Yönetmeliğinde de konuyla ilgili açık bir düzenleme olmaması tereddütlere yol açmaktadır. Örneğin 5510 sayılı Kanun madde 85/3 düzenlemesine göre asgari işçilik tutarı nedeniyle Kurumca resen tahakkuk ettirilen prim tutarının işverene tebliğ edileceği, işverenin bir ay içinde itiraz hakkı olduğu, itiraza cevabın bir ay içinde verileceği, ret cevabının tebliğinden itibaren bir ay içinde iş mahkemesinde dava açılabileceği açık bir biçimde düzenlenmişken, yersiz ödeme bildirimlerinde konunun düzenlenmemiş olması hatalı olmuştur.
6.2. Borç Bildirim Belgesinin İptali Davasında Görevli Mahkeme
Davanın açılacağı görevli mahkeme gerek 5510 sayılı Kanunun 101. Maddesi gerekse de konuyla ilgili Uyuşmazlık Mahkemesi’nin 15.02.2016 tarih ve 2016/32 E. ve 2016/68 K. sayılı ilamı uyarınca netlik kazandığı üzere İş Mahkemesidir.
6.3. Borç Bildirim Belgesinin İptali Davasında Yetkili Mahkeme
Yetkili mahkemenin tespitinde HMK hükümlerinin uygulanacağı açıktır. Burada özellikle şubelere ilişkin yetki kurallarının iyi anlaşılması gerekir. SGK’nın her yerde şubesi var diye ilgili – ilgisiz herhangi bir yerde dava açılabilir mi?
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.04.2008 tarihli, 2008/10-329 E. - 2008/334 K. sayılı ilamında ifade edildiği üzere, “Şubenin bulunduğu yer yetkisi, o şubenin yapmış olduğu işlemlerden, davacıya ait işlemlerin yürütülmesinden doğan uyuşmazlıklarda geçerli bulunmaktadır." Ayrıca güncel bir Yargıtay kararında[2] da “Açıklanan yasal düzenlemeler çerçevesinde; eldeki davada yetkili mahkeme Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığının merkezinin bulunduğu Ankara veya davacının işlemlerini yürüten şubenin bulunduğu yer mahkemesidir.” ifadesine yer verilmiştir.
Görüldüğü üzere SGK gibi her yerde bir merkezi / müdürlüğü bulunan kurumlara karşı açılacak davalarda bile yetkili mahkeme yalnızca ilgili şubenin bulunduğu yer mahkemesi ve merkez ile sınırlandırılmış durumdadır. Ayrıca belirtmek gerekir ki güncel HGK[3] kararında benimsendiği üzere 7036 sayılı Kanunun 6. Maddesindeki yetki kuralları, kesin yetki niteliğinde değil özel yetki niteliğindedir. Kaldı ki yazımıza konu davalarda da uygulama alanı da bulamazlar. Bu nedenle genel yetki kuralları kapsamında yetki itirazı cevap dilekçesinde ileri sürülmedikçe mahkemece resen dikkate alınamaz.
7- Yersiz Ödemelerin İadesi Taleplerinde Zamanaşımı ve Başlangıç Tarihi
5510 sayılı Kanun’un 93/2 hükmünde düzenlendiği üzere; “Kurumun prim ve diğer alacakları ödeme süresinin dolduğu tarihi takip eden takvim yılı başından başlayarak on yıllık zamanaşımına tâbidir.” Ayrıca devam eden cümlede zamanaşımı başlangıç tarihi şöyle düzenlenmiştir: “…Kurumun denetim ve kontrolle görevli memurlarınca yapılan tespitlerden doğmuş ise rapor tarihinden…(başlar)”
Bu düzenlemenin yersiz ödeme iadelerini kapsayıp kapsamayacağı tartışılmaktadır[4]. “Diğer alacaklar” ifadesini geniş yorumlamak ve yersiz ödemeleri bu kapsamda değerlendirmek mümkündür kanaatindeyiz. Kaldı ki buna paralel bir şekilde Yersiz Ödeme Yönetmeliğinin 5/2 fıkrasında da 96/1 fıkrasında 10 yılla ilgili bir düzenleme yapılmış; bu kez yersiz ödemelerin tespit tarihinden geriye doğru en fazla 10 yıl geriye dönülerek borç hesaplanabileceği belirtilmiştir. Fakat bu düzenlemelerin zamanaşımına ilişkin olmadığı kabul edilmektedir[5].
Sonuç Olarak
Yersiz ödemelerin geri alınmasına ilişkin SGK işlemlerinden ilki ilgilisine borç bildirim belgesi tebliğ ettirmektedir. Bu belge ödeme emri niteliğinde değildir. Fakat itiraz edilmemesi halinde borcun kesinleştiği kabul edilmekte ve tahsil işlemlerine başlanmaktadır. Bu kapsamda borç bildirim belgesine itiraz süresinin, itiraz merciinin ve itiraz sonrası Kurum davranışlarına göre (cevap verip vermeme) açılacak davanın süresinin ve niteliğinin tespiti önem taşımaktadır.
Daha fazla bilgi, hukuki danışmanlık ve sorularınız için Whatsapp hattımızdan veya mail yoluyla bizimle hemen iletişime geçebilirsiniz. 14.09.2021
[1] Yargıtay 21. Hukuk Dairesinin 24.11.2015 tarihli, 2015/19929 E. ve 2015/20913 K. sayılı ilam
[2] Yargıtay 20. Hukuk Dairesi’nin 27.02.2020 tarihli, 2020/405 E. ve 2020/1060 K. sayılı ilamı
[3] Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 10.03.2020 tarihli, 2016/2669 E. ve 2020/268 K. sayılı ilamı
[4] Aslanköylü, R. (2014). Sosyal Sigortalar Kurumunca Yapılan Fazla Ya Da Yersiz Ödemelerin Geri Alınması, Kamu-İş; C:13, S:3, s. 34.
[5] Aslanköylü, R. (2014). s. 34.