Özeti: 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 55/1-a-2. maddesi gereğince kendisi, ticari işletmesi, işletme işaretleri, malları, iş ürünleri, faaliyetleri, fiyatları, stokları, satış kampanyalarının biçimi ve iş ilişkileri hakkında gerçek dışı veya yanıltıcı açıklamalarda bulunmanın haksız rekabet teşkil edeceği düzenlenmiştir. Bir tacirin, gerçekte öyle olmadığı halde yurtdışı veya yurtiçi merkezli başka bir firmanın Türkiye temsilcisi olduğu, Türkiye yetkilisi olduğu, Türkiye’de yetkili satıcılardan biri olduğu ya da yetkili servis olduğu yönünde yaptığı açıklamalar düzenleme kapsamında haksız rekabet teşkil eder.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 14.10.2020 tarihli, 2019/4607 E. - 2020/4111 K. sayılı kararı
“Dava haksız rekabetin tespit ve men’i de maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkin olup, yerel mahkemece, davacının Umicore firması ile yaptığı tek satıcılık sözleşmesinin, sözleşmelerin nispiliği ilkesi uyarınca davalıyı bağlamayacağı, bu nedenle davalının orijinal malları, davacının izni dışında yurt dışından paralel ithalat yoluyla yurda getirip piyasaya sunmasının haksız rekabet teşkil etmeyeceği, davalının internet sitesinde kendisini Tieogo, Eve ve Umicore firmalarının Türkiye’deki temsilcisi olarak tanıtmasının gerçeğe aykırı olduğu ve haksız rekabet teşkil eden bir fiil olarak nitelenebileceği, ancak bu fiilin piyasaya ve davacıya etkisinin tespit edilememiş olması nedeniyle haksız rekabetin oluşmadığına ve davanın bütünüyle reddine karar verilmiş, kararı davacı tarafın istinafı üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından da davanın reddine karar verilmiştir.6102 sayılı TTK’nın 54.maddesinde yer alan “(1) Haksız rekabete ilişkin bu Kısım hükümlerinin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır.(2) Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır” şeklindeki düzenleme dikkate alındığında, haksız rekabet eylemlerinin belirli tacirler arasında, yani bir tacirden diğer bir somut tacire yönelik olması şart olmayıp, tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ticari ilişkileri etkileyen ve tek bir tacire yönelik değil, piyasadaki diğer bütün tacirlere yönelik, genel nitelikteki aldatıcı veya dürüstlük kuralına aykırı eylemler de haksız rekabet olarak nitelendirilmiştir.
Keza TTK’nın 55.maddesinde yer alan “(1) Aşağıda sayılan haller haksız rekabet hallerinin başlıcalarıdır: a) Dürüstlük kuralına aykırı reklamlar ve satış yöntemleri ile diğer hukuka aykırı davranışlar ve özellikle;… 2. Kendisi, ticari işletmesi, işletme işaretleri, malları, iş ürünleri, faaliyetleri, fiyatları, stokları, satış kampanyalarının biçimi ve iş ilişkileri hakkında gerçek dışı veya yanıltıcı açıklamalarda bulunmak veya aynı yollarla üçüncü kişiyi rekabette öne geçirmek,” düzenlemesi uyarınca, bir tacirin, kendi ticari işletmesi ve iş ilişkileri hakkında gerçek dışı veya yanıltıcı açıklamalarda bulunması eylemi, dürüstlük kuralına aykırı ve haksız rekabet teşkil eden bir davranış olarak değerlendirilmektedir.Somut olayda, davalının gerçekte, “Tiego, Eve ve Umicore” gibi firmaların Türkiye temsilcisi olmadığı halde, kendisine ait internet sitesinde gerçeğe aykırı olarak bu yönde beyanda bulunması, piyasada bulunan ve aynı işi yapan bütün tacirlere yönelik genel nitelikte bir haksız rekabet eylemi olup, TTK’nın 56.maddesi uyarınca, ticari piyasada rakip durumundaki bütün tacirlerin davalının haksız rekabet eyleminin tespit ve men’i ile haksız rekabet sonucu oluşan maddi durumun ortadan kaldırılması ile şartları varsa tazminat isteme hakkı bulunmaktadır. Davalının yargılama sırasında anılan beyanları internet sitesinden çıkartmış olması, sadece haksız rekabet sonucu ortaya çıkan durumun ortadan kaldırılması yönünden davayı kısmen konusuz bırakmış olup, davacının dava tarihi itibariyle var olan haksız rekabetin tespiti ile davalının gelecekte benzer davranışlar sergilemekten men edilmesini isteme ve tazminat talepleri yönünden davanın konusu davacının hukuki yararı devam etmektedir. Davalının eyleminin tek bir somut taciri hedef almamış ve doğrudan onun üzerinde etki ve sonuç doğurmamış olması sadece tazminat verilip verilmemesi veya tazminatın miktarıyla ilgili bir husus olup, mahkemece haksız rekabetin varlığı tespit edildiği halde, hatalı gerekçeyle, davacının tüm istemleri yönünden davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış ve hükmün temyiz eden davacı yararına bozulması gerekmiştir.”
Sonuç Olarak
Bir tacir, piyasaya açıkladığı ifadeler ile hukuken bağlıdır. Bu ifadelerin gerçeği yansıtmamasından da sorumludur. Bu kapsamda gerçeğe aykırı şekilde, bir firmanın yetkilisi olduğundan bahisle, yetkili temsilcisi gibi, yetkili satıcısı gibi ya da yetkili servisi gibi algılanmasına sebebiyet verecek açıklamalar yapması haksız rekabet teşkil edecektir. Bu açıklamalar nedeniyle somut olarak rakiplerin veya ilgili pazarın olumsuz etkilenmesi ya da somut bir zararın oluşması da gerekmez. Zira haksız rekabet eylemlerinin bu yönde bir sonuç doğurup doğurmadığı ancak tazminat hesabında dikkate alınabilir.
Daha fazla bilgi, hukuki danışmanlık ve sorularınız için Whatsapp hattımızdan veya mail yoluyla bizimle hemen iletişime geçebilirsiniz. 10.10.2022