1- Boşanma Davalarında Whatsapp Yazışmaları
Boşanmak isteyen taraflar arasında yapılan whatsapp yazışmaları ya da telefon mesajlarının delil olarak dosyaya sunulması halinde bu içeriklerin mahkemece dikkate alınıp alınamayacağı hala çeşitli tartışmalara neden olmaktadır. Özellikle taraflardan birisinin “mesaj içeriklerini reddetmesi” ya da “mesajların kendisi tarafından gönderilmediğinin” iddia edilmesi halinde bu yazışmaların delil değerinin ne olacağı tartışmalıdır. Bu yazımızda konuyla ilgili Yargıtay kararları incelenerek Whatsapp, İnstagram DM ya da kısa mesajlaşmaların boşanma davalarındaki değeri incelenecektir.
“Elektronik ortamdaki fotoğraf, film, görüntü veya ses kaydı gibi veriler ve bunlara benzer bilgi taşıyıcılar, diğer delillerle desteklendikleri takdirde delil olarak hükme esas alınabilir. Bu veriler tek başına vakıaların ispatına yeterli değildir. Davacı kadın tarafından davalı erkeğe ait olduğu ileri sürülen yazışmalar dosyaya sunulmuş, davalı erkek söz konusu hesaplarla bir ilgisinin olmadığını savunmuştur. Hükme esas alınan elektronik ortamdan elde edilen yazışma içeriklerinin yer aldığı belgede yer alan yazışmaların davalı erkeğe aidiyetine dair, kadının iddiası dışında herhangi bir delil bulunmamaktadır. Kim tarafından oluşturulduğu ve yazışmalarda geçen muhatapların kim olduğu belli olmayan, internet ortamı üzerinden yapılan görüşme kayıtları tek başına vakıaların ispatında dikkate alınamaz[1].”
2- Tarafların Üçüncü Kişilerle Yaptığı Görüşmelerin Delil Değeri
Eşlerden birisinin cep telefonunu zorla veya onun rızası dışında ele geçirerek, içerisindeki mesajlaşmaların ekran görüntüsü alınarak, video kaydı alınarak veya farklı yollarla belgelendirilmesi ve bunların mahkemeye sunulması mümkün değildir. Zira bu tarz bir biçimde elde edilen delil “hukuka aykırı yollarla elde edilmiş” olacağından mahkemece dikkate alınması mümkün değildir. Nitekim Yargıtay da güncel bir kararda bunu kabul etmiştir:
“(zorla veya rıza dışı ele geçirilen) telefondaki mesajların özel hayatın gizliliğini ihlal edecek şekilde kusur belirlemesinde dikkate alınması doğru görülmemiştir. Bu nedenle davalı-davacı kadının cep telefonunda yer alan mesajlar hukuka aykırı olarak elde edilmiş delil kapsamında olup, kusur belirlemesinde dikkate alınamayacağından…[2]”
3- Tarihi Belli Olmayan Whatsapp Yazışmaları Delil Olarak Kullanılamaz
“Her ne kadar davacı erkek tarafından usulüne uygun dilekçeler aşamasında dayanılan telefon yazışmalarıyla kadının erkeğe hakaret ve tehdit ettiği anlaşılmakta ise de bu yazışmaların hangi tarihte yapıldığının dosyaya sunulan ekran görüntülerinden anlaşılmadığı .. Bu sebeple tarihi belli olmayan telefon yazışmalarında … geçen hakaret ve tehdit vakıalarının kadına kusur olarak yüklenmesi ve davanın bu sebeple kabulüne karar verilmesi doğru değildir[3].”
4- Hukuka Aykırı Yollarla Elde Edilen Üçüncü Kişilerle Yapılan Yazışmalara İlişkin Kayıtlar
“davacı erkeğin .. üçüncü bir kişi ile yaptığı yazışmaların davacı-karşı davalı kadın tarafından ne şekilde elde edildiği belli olmadığından, hukuka aykırı olan bu delile itibar edilerek davalı-karşı davacı erkeğe kusur yüklenmesi yerinde olmamıştır[4].”
Sonuç Olarak
Paylaşılan kararlardan anlaşıldığı üzere whatsapp yazışmalarının boşanma davalarında delil olarak kullanılabilmesi ve hükme esas alınabilmesi için;
-Yazışma davacı ile davalı arasında olmalıdır,
-Yazışmanın tarihi belli olmalıdır,
-Yazışmanın içeriği ve kendisi tarafından iletildiği hususu karşı tarafça açıkça inkar edilmemelidir.
Bahsi geçen şartları karşılamayan whatsapp yazışmalarının delil değeri bulunmamaktadır. Özellikle karşı taraf ile üçüncü kişi arasındaki yazışmaların bir şekilde ele geçirilmiş olması halinde de kural olarak bu konuşmaların delil değeri bulunmadığı söylenmelidir.
Daha fazla bilgi, hukuki danışmanlık ve sorularınız için Whatsapp hattımızdan veya mail yoluyla bizimle hemen iletişime geçebilirsiniz. 04.03.2023
[1] Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 24.04.2018 tarihli, 2016/17151 E. - 2018/5463 K. sayılı kararı.
[2] Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 01.03.2021 tarihli, 2021/563 E. - 2021/1768 K. sayılı kararı.
[3] Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 16.11.2020 tarihli, 2020/4873 E. - 2020/5755 K. sayılı kararı.
[4] Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 16.09.2019 tarihli, 2019/1601 E. - 2019/8698 K. sayılı kararı.