Giriş
Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru süresi olan 30 günlük sürenin, mahkemenin nihai kararının öğrenildiği tarihten başlayacağını şu yazımızda incelenmiştik. Bu yazımızda ise bireysel başvuruda bulunan tarafın mahkeme kararını öğrenmiş olduğuna dair elde herhangi bir veri yokken bile kararın öğrenilmiş sayıldığı üç aylık makul süreden bahsedilecektir. Anayasa Mahkemesi, karar tebliğ edilmese de özen yükümlülüğü gereği üç ay içinde kararın öğrenildiğin kabul etmekte, üç ayın dolmasının ardından başvuru süresinin başlayacağını kabul etmektedir.
Anayasa Mahkemesi’nin 24.02.2021 tarihli, 2018/2413 Numaralı M.C.A. Kararı
- Nihai kararın gerekçesinin bir şekilde öğrenilemediği veya nihai kararın sonucunun öğrenilip gerekçesinin kesin olarak öğrenilme imkânının elde edilemediği hâllerde başvuru süresinin hangi tarihten itibaren başlayacağının da belirlenmesi gerekir. Aksi hâlde sınırsız bir başvuru süresi söz konusu olabilecektir. Bu kapsamda bireysel başvuru süresinin başlangıç tarihinin tespitinde başvurucuların özen yükümlükleri ile mahkemeye erişim haklarının aşırı sınırlanmaması hususları birlikte dikkate alınmalıdır (A.C. ve diğerleri,§ 28).
- 25. Başvurucuların bireysel başvuruda bulunmak üzere dava ve başvurularını takip etmek için gerekli özeni gösterme yükümlülükleri vardır. Bu yükümlülük kapsamında ilk derece mahkemesine ulaşan nihai kararın gerekçesini öğrenme konusunda gerekli özeni gösterme sorumluluğu başvuruculara aittir. Diğer bir ifadeyle başvurucular veya vekillerinin ilk derece mahkemesine ulaşan kararın bir örneğini almak için özenli davrandıklarını kanıtlamaları gerekir (C. ve diğerleri, § 29).
- Mevzuatta Yargıtay ceza dairelerinin kararlarının taraflara tebliğine ilişkin bir düzenleme bulunmamaktadır. Ceza yargılamasında nihai kararın tebliğ edilmediği durumlarda kararın derece mahkemesine ulaşmasından ve böylece gerekçesinin erişilebilir olmasından sonra özen yükümlülüğü kapsamında makul bir süre içinde bireysel başvuru yapmak isteyen ilgililerden karara erişmeleri ve karar gerekçesini öğrenmeleri beklenir. Bu kapsamda erişilebilir olan nihai kararın en geç üç ay içinde ilgilileri tarafından bilindiği ve gerekçesinin öğrenildiği kabul edilmelidir. Aksi tespit edilmediği sürece bireysel başvuru için Kanun'da öngörülen otuz günlük başvuru süresi başlayacaktır (A.C. ve diğerleri, § 30).
- Somut olayda Yargıtay 18. Ceza Dairesi 14/6/2017 tarihli ilamıyla ilk derece mahkemesinin kararının onanmasına karar vermiştir.
- Başvurucu, bireysel başvuru dilekçesinde başvuruya konu nihai kararın kendisine tebliğ edilmediğini ve bu kararı öğrenme tarihinin ilk derece mahkemesine başvurduğu 15/12/2017 tarihi olduğunu ifade etmiştir.
- Başvuru evrakında ve dava dosyasındaki belgelerde, nihai karar olan Yargıtay ilamının ilk derece mahkemesine ne zaman ulaştığına dair kesin bir bilgi bulunmamaktadır. Nihai karara konu(kapatılan) Samsun 2. Sulh Ceza Mahkemesinin dosyalarının devredildiği Samsun 9. Asliye Ceza Mahkemesinin E.2009/67 sayılı dosyasının UYAP üzerinden incelenmesi neticesinde Mahkemenin 24/7/2017 tarihinde söz konusu karara ilişkin kesinleşme şerhi ve ceza fişi düzenlediği görüldüğünden Yargıtay ilamının en geç bu tarihte Mahkemeye ulaştığının kabul edilmesi gerekmektedir.
- Dolayısıyla başvurucunun nihai karar olan Yargıtay onama ilamının içeriğine erişme imkânını en geç 24/7/2017 tarihinde elde ettiği anlaşılmaktadır. Bu bağlamda nihai karara erişme imkânının elde edildiği 24/7/2017 tarihinden itibaren en geç üç ay içinde -yukarıda değinilen özen yükümlülükleri kapsamında- karara erişildiği ve karar gerekçesinin öğrenildiği kabul edilmelidir. Başvuru tarihinin 15/1/2018 olduğu dikkate alındığında başvurunun süresi içinde yapılmış olduğunun kabul edilmesi mümkün değildir.
- Açıklanan gerekçelerle bireysel başvurunun diğer kabul edilebilirlik şartları yönünden incelenmeksizin süre aşımınedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
Sonuç Olarak
Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru süresinin öğrenme tarihinden başlamasının yanında, öğrenme eylemi fiilen gerçekleşmemiş olsa bile “özen yükümlülüğüne uygun davranması” beklenen başvurucuların, nihai kararı takip etme ve bunu öğrenme yükümlülükleri bulunmaktadır. Kararı öğrenmek için gerekli özeni göstermeyen taraf, kararı, öğrenebileceği aşamadan itibaren 3 ay geçmekle öğrenmiş sayılmaktadır. Bu karar, her ne kadar Avukatlar bakımından sorun teşkil etmeyecekse de, hukuki süreçler hakkında yeterli bilgisi olmayan vatandaşların hak kayıplarına neden olabilecektir.