Ticari Davalarda Arabuluculuk Şartı 2025
Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 16.06.2025 tarihli, 2024/6752 E. - 2025/4113 K. sayılı kararında:
"Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile bonodan kaynaklanan davaların ticari dava niteliğinde olup ticari davalardan konusu bir miktar para olan alacak, tazminat, itirazın iptali, menfi tespit ve istirdat davalarında, dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olmasının dava şartı olduğu, davacı tarafça da dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmadığı, bu nedenle Mahkemece davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Dava, menfi tespit istemine ilişkin olup uyuşmazlık, bonoya dayanılarak yapılan takip nedeni ile açılan menfi tespit davasının zorunlu arabuluculuğa tabi olup olmadığı noktasında toplanmıştır."
Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 11.06.2025 tarihli, 2024/2251 E. - 2025/3236 K. sayılı kararında:
“Uyuşmazlık, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 72. maddesi hükmü uyarınca, taşınmaz satış sözleşmesi kapsamında verilen kambiyo senedine dayalı olarak başlatılan icra takibinden sonra açılan menfi tespit ve takibe konu senetlerin iptali istemine ilişkindir.
1.7251 sayılı Kanun'un 59. maddesi ile, 6502 sayılı Kanun'un 73. maddesinden sonra gelmek üzere “Dava şartı olarak arabuluculuk'' başlığıyla eklenen 73/A maddesi gereğince tüketici mahkemelerinde görülen uyuşmazlıklarda dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiştir.
2.6502 sayılı Kanun'un 73/A-1.maddesinde a) Tüketici hakem heyetinin görevi kapsamında olan uyuşmazlıklar, b) Tüketici hakem heyeti kararlarına yapılan itirazlar, c) 73 üncü maddenin altıncı fıkrasında belirtilen davalar, ç) 74 üncü maddede belirtilen davalar d) Tüketici işlemi mahiyetinde olan ve taşınmazın aynından doğan uyuşmazlıklarda ise dava şartı olarak arabuluculuğa ilişkin hükümlerin uygulanmayacağı hüküm altına alınmıştır.
3. 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu'na "Dava Şartı Olarak Arabuluculuk" başlığı ile eklenen 18/A maddesinin ikinci fıkrasında; "Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir." düzenlemesi getirilmiştir.
4. Somut olayın incelenmesinde; her ne kadar kararda davanın niteliği itibariyle 6502 sayılı Kanun'un 73/A maddesi gereği zorunlu arabuluculuğa başvurulması gereken uyuşmazlıklardan olmadığı belirtilmişse de, Kanun'un 73/A-1. maddesinde arabuluculuğa ilişkin hükümlerin uygulanmayacağı tüketici uyuşmazlıklarının tahdidi olarak sayıldığı, menfi tespit davasının bu sayılan uyuşmazlıklardan olmadığı, yukarıda yer verilen hukuk kuralları gereği arabuluculuğa başvurulmadan dava açılması durumunda davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmakla, yanılgılı gerekçeyle davanın esastan karara bağlanmış olması usul ve kanuna aykırı olup kararın bozulmasını gerektirir.”
Ticari Davalarda Arabuluculuk Şartı 2025Yukarıda paylaşılan güncel kararlardan görüldüğü üzere menfi tespit davaları yönünden de zorunlu arabuluculuk şartı aranmaktadır. Eski tarihli kararlarda arabuluculuk şartı aranmadığı için makalenin eski tarihli sürümü aşağıda korunmuş olup eski tarihli kararlarda arabuluculuk şartı aranmamaktaydı.
Ticari Davalarda Arabuluculuk Şartı Eski Tarihli Kararlar
01.01.2019 tarihinde Türk Ticaret Kanunu’nda yapılan değişiklik ile ticari uyuşmazlıklarda arabuluculuk dava şartı haline getirilmiştir. Ülkemizde ilk olarak iş sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıklar hakkında zorunlu hale getirilen arabuluculuk sonrasında ticari davalarda, 28.07.2020 tarihi itibari ile de tüketici uyuşmazlıklarında yürürlüğe girmiştir. Türk Ticaret Kanunu’nda ticari uyuşmazlıklarda dava şartı arabuluculuğun düzenlendiği madde şöyledir:
‘MADDE 5/A- (1) Bu Kanunun 4’üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.
Madde metninden anlaşıldığı üzere konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkındaki davalar açılmadan önce arabulucuğa başvurmak şarttır. Menfi tespit davalarında ise davanın konusu bir miktar paranın ödenmesi değil, davacının davalıya borçlu olmadığının tespitidir. Bu nedenle ticari davalarda arabuluculuğun zorunlu hale geldiği tarihten itibaren gerek yerel mahkemelerce, gerek istinaf mahkemelerince gerek ise de Yargıtay tarafından, menfi tespit davalarında arabulucuğun dava şartı olup olmadığı hakkında birbirinden farklı kararlar verilmiştir.
Menfi Tespit Davalarında Arabuluculuk Şartı Tartışmaları
Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi Başkanlığı tarafından İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Başkanlığı’na yazılan 09.12.2019 tarihli ve 2019/755 muhabere sayılı yazıyla; Antalya BAM 11. Hukuk Dairesi’nin 2019/2414 esas, Sakarya BAM 7. Hukuk Dairesi’nin 2019/907 esas, İstanbul BAM 16. Hukuk Dairesi’nin 2019/2568 esas, Konya BAM 6. Hukuk Dairesi’nin 2019/1683 esas, İstanbul BAM 19. Hukuk Dairesi’nin 2019/1734 esas, İstanbul BAM 12. Hukuk Dairesi’nin 2019/1121 esas, Adana BAM 9. Hukuk Dairesi’nin 2019/274 esas, Erzurum BAM 3. Hukuk Dairesi’nin 2019/531 esas ve İstanbul BAM 14. Hukuk Dairesi’nin 2019/521 esas sayıları dosyalarında verilen kesin nitelikteki kararlar arasında ticaret mahkemesinin görev alanına giren menfi tespit davalarında 7155 sayılı kanunla 6102 sayılı TTK’na eklenen 5/A maddesi uyarınca arabuluculuğa başvurunun dava şartı olup olmadığı hususunda çelişki bulunduğu belirtilerek; bu çerçevede uyuşmazlığın giderilmesi ve içtihat birliğinin sağlanmasının gerektiği gerekçesiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri Başkanlar Kurulu’nca uyuşmazlığın giderilmesi için Yargıtay’ın ilgili Dairesi’nden karar alınması için gereğinin yapılması talep edilmiştir.
Yargıtay'ın Güncel Kararı, Menfi Tespit Davalarında Arabuluculuk Dava Şartı Değildir (Eski Tarihli Başlık)
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi ilgili talep üzerine konuyu söz konusu kararların gerekçeleri, uyuşmazlıkla ilgili yasal düzenlemeler ve doktrindeki görüşler ışığında enine boyuna incelemiştir. Karar gerekçesinde ‘HMK’nın 106. maddesinde düzenlenen tespit davasının özel bir şekli olan menfi tespit davası, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat davası olarak nitelendirilemez. Bu dava sonucunda, borçlunun borçlu olmadığının anlaşılması halinde borçlu olunmayan kısım belirtilmek suretiyle olumsuz tespit hükmü kurulmaktadır. Menfi tespit davasının istirdat davasına dönüştüğü hâllerde dahi olumsuz tespit hükmü kurulması gerekmektedir. Başka bir deyişle, menfi tespit davasının niteliği gereği verilen kararlarda, yalnızca davacının borçlu olup olmadığı belirlenmekte, borçlu olmadığı kısma ilişkin olumsuz tespit hükmü kurulmaktadır. Bu hüküm, herhangi bir alacağın tahsilini gerektirir nitelikte bir ilam olmadığından esasa yönelik olarak İİK m. 32 uyarınca doğrudan ilamların icrası yolu ile takibe konulamaz. Oysa arabuluculuk sonucu verilen kararlar ilam hükmünde olup, cebri icra yoluna başvurulabilecek niteliktedir. Ancak yukarıda açıklandığı gibi menfi tespit davaları sonucunda verilen hükümler esasa yönelik olarak cebri icraya konu edilip infaz edilemeyeceğinden, ticari davalarda arabuluculuğa başvuruyu dava şartı olarak öngören madde hükmünün amaçsal yorumundan Yasa Koyucu’nun bilinçli olarak menfi tespit davalarını arabuluculuk dava şartına tabi tutmadığı anlaşılmaktadır.’ denilmektedir.
Sonuç olarak, Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 2020/85 E. , 2020/454 K. Sayılı kararı ile de ticari nitelikteki menfi tespit davalarında dava açılmadan önce arabuluculuğa gidilmesinin zorunlu olmadığına ve arabulucuya gidilmiş olmasının bir dava şartı olmadığına, uyuşmazlığın bu şekilde giderilmesine 13.02.2020 gününde oybirliğiyle karar vermiştir.