Menfi Tespit Davalarında Arabuluculuk Dava Şartı Değildir

 

Ticari Davalarda Arabuluculuk Şartı

01.01.2019 tarihinde Türk Ticaret Kanunu’nda yapılan değişiklik ile ticari uyuşmazlıklarda arabuluculuk dava şartı haline getirilmiştir. Ülkemizde ilk olarak iş sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıklar hakkında zorunlu hale getirilen arabuluculuk sonrasında ticari davalarda, 28.07.2020 tarihi itibari ile de tüketici uyuşmazlıklarında yürürlüğe girmiştir. Türk Ticaret Kanunu’nda ticari uyuşmazlıklarda dava şartı arabuluculuğun düzenlendiği madde şöyledir:

‘MADDE 5/A- (1) Bu Kanunun 4’üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.

Madde metninden anlaşıldığı üzere konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkındaki davalar açılmadan önce arabulucuğa başvurmak şarttır. Menfi tespit davalarında ise davanın konusu bir miktar paranın ödenmesi değil, davacının davalıya borçlu olmadığının tespitidir. Bu nedenle ticari davalarda arabuluculuğun zorunlu hale geldiği tarihten itibaren gerek yerel mahkemelerce, gerek istinaf mahkemelerince gerek ise de Yargıtay tarafından, menfi tespit davalarında arabulucuğun dava şartı olup olmadığı hakkında birbirinden farklı kararlar verilmiştir.

Menfi Tespit Davalarında Arabuluculuk Şartı Tartışmaları

Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi Başkanlığı tarafından İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Başkanlığı’na yazılan 09.12.2019 tarihli ve 2019/755 muhabere sayılı yazıyla; Antalya BAM 11. Hukuk Dairesi’nin 2019/2414 esas, Sakarya BAM 7. Hukuk Dairesi’nin 2019/907 esas, İstanbul BAM 16. Hukuk Dairesi’nin 2019/2568 esas, Konya BAM 6. Hukuk Dairesi’nin 2019/1683 esas, İstanbul BAM 19. Hukuk Dairesi’nin 2019/1734 esas, İstanbul BAM 12. Hukuk Dairesi’nin 2019/1121 esas, Adana BAM 9. Hukuk Dairesi’nin 2019/274 esas, Erzurum BAM 3. Hukuk Dairesi’nin 2019/531 esas ve İstanbul BAM 14. Hukuk Dairesi’nin 2019/521 esas sayıları dosyalarında verilen kesin nitelikteki kararlar arasında ticaret mahkemesinin görev alanına giren menfi tespit davalarında 7155 sayılı kanunla 6102 sayılı TTK’na eklenen 5/A maddesi uyarınca arabuluculuğa başvurunun dava şartı olup olmadığı hususunda çelişki bulunduğu belirtilerek; bu çerçevede uyuşmazlığın giderilmesi ve içtihat birliğinin sağlanmasının gerektiği gerekçesiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri Başkanlar Kurulu’nca uyuşmazlığın giderilmesi için Yargıtay’ın ilgili Dairesi’nden karar alınması için gereğinin yapılması talep edilmiştir.

Yargıtay'ın Güncel Kararı, Menfi Tespit Davalarında Arabuluculuk Dava Şartı Değildir

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi ilgili talep üzerine konuyu söz konusu kararların gerekçeleri, uyuşmazlıkla ilgili yasal düzenlemeler ve doktrindeki görüşler ışığında enine boyuna incelemiştir. Karar gerekçesinde ‘HMK’nın 106. maddesinde düzenlenen tespit davasının özel bir şekli olan menfi tespit davası, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat davası olarak nitelendirilemez. Bu dava sonucunda, borçlunun borçlu olmadığının anlaşılması halinde borçlu olunmayan kısım belirtilmek suretiyle olumsuz tespit hükmü kurulmaktadır. Menfi tespit davasının istirdat davasına dönüştüğü hâllerde dahi olumsuz tespit hükmü kurulması gerekmektedir. Başka bir deyişle, menfi tespit davasının niteliği gereği verilen kararlarda, yalnızca davacının borçlu olup olmadığı belirlenmekte, borçlu olmadığı kısma ilişkin olumsuz tespit hükmü kurulmaktadır. Bu hüküm, herhangi bir alacağın tahsilini gerektirir nitelikte bir ilam olmadığından esasa yönelik olarak İİK m. 32 uyarınca doğrudan ilamların icrası yolu ile takibe konulamaz. Oysa arabuluculuk sonucu verilen kararlar ilam hükmünde olup, cebri icra yoluna başvurulabilecek niteliktedir. Ancak yukarıda açıklandığı gibi menfi tespit davaları sonucunda verilen hükümler esasa yönelik olarak cebri icraya konu edilip infaz edilemeyeceğinden, ticari davalarda arabuluculuğa başvuruyu dava şartı olarak öngören madde hükmünün amaçsal yorumundan Yasa Koyucu’nun bilinçli olarak menfi tespit davalarını arabuluculuk dava şartına tabi tutmadığı anlaşılmaktadır.’ denilmektedir.

Sonuç olarak, Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 2020/85 E.  ,  2020/454 K. Sayılı kararı ile de ticari nitelikteki menfi tespit davalarında dava açılmadan önce arabuluculuğa gidilmesinin zorunlu olmadığına ve arabulucuya gidilmiş olmasının bir dava şartı olmadığına, uyuşmazlığın bu şekilde giderilmesine 13.02.2020 gününde oybirliğiyle karar vermiştir.

 

Ecenur Tuncel Uyanık

Av. Ecenur Tuncel Uyanık

Yazar, İzmir Barosu'na kayıtlı Avukat olup, aynı zamanda Türk Patent ve Marka Kurumu'na kayıtlı yetkili Marka Vekilidir. Marka Hukuku alanında çalışmalarını yoğunlaştırmıştır.