İtirazın İptali Davası Açma Süresi İtiraz Öğrenilmiş Olsa Bile İtirazın Tebliğinden Başlar– Güncel HGK Kararları

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 18.06.2019 tarihli, 2017/1651 E. ve 2019/707 K.

SOMUT OLAY: “Mahkemece; itirazın iptali davasının İİK'nın 67. maddesi uyarınca itirazın tebliği, tebligat yoksa öğrenilmesi tarihinden itibaren 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmasının gerektiği, davalının takibe itiraz dilekçesi davacıya tebliğ edilmemiş ise de, davacının icra dosyasında itirazdan sonra İİK işlem yaptığı 04.02.2011 tarihinde itirazdan haberdar olduğu, dava tarihi olan 20.07.2012 tarihinde 1 yıllık hak düşürücü sürenin dolduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

HGK KARARI: Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67. maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davalarında hak düşürücü sürenin, borçlunun itirazının alacaklıya tebliği ile başlayıp başlamayacağı, burada varılacak sonuca göre borçlunun itiraz dilekçesi kendisine tebliğ edilmeyen davacı alacaklının icra dosyasında yapmış olduğu işlemler nedeniyle borçlunun itirazından haberdar olduğunun ve hak düşürücü sürenin bu tarihten itibaren başladığının kabulünün mümkün olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

Alacaklı, itirazın kendisine tebliğinden önce de, itirazın iptali davası açabilir. Gerçekten de alacaklı, itirazın iptali (İİK, m. 67) veya kaldırılması (İİK, m. 68-68a) yoluna başvurabilmek için, ödeme emrine itiraz edildiğinin kendisine tebliğ edilmesini beklemek zorunda değildir. Ne var ki, bir yıllık itirazın iptali davası açma süresi ve altı aylık icra mahkemesine başvurma süresi, itirazın alacaklıya tebliğ edildiği tarihten itibaren işlemeye başlar (İİK, m 67/I) ( Yavuz, N: İtirazın İptali ve Tahsil (Eda) Davası, Ankara 2007, s.168).

Bursa 1.İcra Müdürlüğü'nün 2011/66 esas sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklı ... tarafından, borçlular Yazıcılar Tekstil San. Ve Tic. A.Ş, Aziz Yazıcılar ve ... aleyhine 58.871,40TL asıl alacak,16.461,41TL vadelerinden değişen oranlarda işlemiş yasal faizi olmak üzere toplam 75.332,81TL alacağın tahsili için icra takibine başlanıldığı, 20.01.2011 tarihinde (süresinde) itiraz edildiği, ödeme emrine itiraz dilekçesinin takip alacaklısına tebliğ edilmediği, davacı tarafından da 20.07.2012 tarihinde itirazın iptali davası açıldığı, 03.10.2012 tarihinde (işbu itirazın iptali istemine ilişkin yargılamanın devamı sırasında) borçlulardan ... yönünden takibin durduğu anlaşılmaktadır.

Yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere, itirazın iptali davası, bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılması gereken bir dava olup, açık kanuni düzenlemeye göre dava açma süresi itirazın tebliği ile başlayacaktır. Ödeme emrine itiraz, 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine uygun olarak takip alacaklısına tebliğ edilmez ise dava açma süresi başlamayacaktır. İİK’nın 67/1. maddesindeki düzenleme dikkate alındığında icra dosyasında alacaklının icra işlemleri yapmış olmasının itirazın tebliği anlamına gelmeyeceği de açıktır. Bu durumda, mahkemece açılan davanın süresinde olduğu gözetilerek, işin esasına girilip sonucuna göre bir karar verilmelidir.”

 

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 16.09.2020 tarihli, 2017/949 E.  ve  2020/621 K.

SOMUT OLAY: “Nazilli 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 10.03.2015 tarihli ve 2014/456 E., 2015/217 K. sayılı kararı ile; davalının ödeme emrine itirazı üzerine icra takibinin 13.06.2011 tarihinde durdurulmasına karar verildiği, alacaklı vekilinin 05.01.2012 tarihinde icra müdürlüğüne verdiği dilekçesi ile davalı yönünden takibin durduğunu öğrendiği ve ( itirazın iptali davası ise 01.10.2014 tarihinde açılmıştır. ) öğrenme tarihinden itibaren bir yıllık dava açma süresi içerisinde itirazın iptali davası açılmadığı gerekçesiyle süresinde açılmayan davanın reddine karar verilmiştir.

DİRENME KARARI: Nazilli 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 05.05.2016 tarihli ve 2016/128 E., 2016/253 K. sayılı kararı ile; Özel Dairenin bozma kararı gibi tebliğ hususunun dikkate alınması hâlinde icra takibinin yapılmasının üzerinden uzun süre geçtikten sonra dahi itirazın iptali davasının açılabileceği, borçlunun ödeme emrine itirazını alacaklıya tebliğ ettirmek gibi bir zorunluluğunun bulunmadığı, icra müdürlüğünün tebliğ hususunu yerine getirmediği gibi alacaklı vekilinin de böyle bir talepte bulunmadığı, ancak icra takibinin itiraz üzerine durduğunu verdiği dilekçesinde öğrendiği, Kanundaki ibareye birebir bağlı kalınması hâlinde hakkın kötüye kullanılması durumu olabileceği, bu yüzden alacaklının itirazı öğrendiği tarihi tebliğ tarihi olarak kabul etmek gerektiği, tebliğin amacının zaten borçlunun itirazının öğrenilmesi olduğu gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.

HGK KARARI: Alacaklı, itirazın kendisine tebliğinden önce de, itirazın iptali davası açabilir. Gerçekten de alacaklı, itirazın iptali (İİK, m. 67) veya kaldırılması (İİK, m. 68-68a) yoluna başvurabilmek için, ödeme emrine itiraz edildiğinin kendisine tebliğ edilmesini beklemek zorunda değildir. Ne var ki, bir yıllık itirazın iptali davası açma süresi ve altı aylık icra mahkemesine başvurma süresi, itirazın alacaklıya tebliğ edildiği tarihten itibaren işlemeye başlar (İİK, m 67/I) ( Yavuz, N: İtirazın İptali ve Tahsil (Eda) Davası, Ankara 2007, s.168).

Bu ilke ve açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; Nazilli 2. İcra Müdürlüğünün 2010/308 sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı T. Vakıflar Bankası T.A.O tarafından, davalı ... ve dava dışı borçlular aleyhine toplam 49.824,66TL alacağın tahsili için icra takibine başlanıldığı, davalı tarafından ödeme emrine 13.06.2011 tarihinde (süresinde) itiraz edildiği, ödeme emrine itiraz dilekçesinin takip alacaklısına tebliğ edilmediği, davacı tarafından da 01.10.2014 tarihinde itirazın iptali davası açıldığı anlaşılmaktadır.

Yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere, itirazın iptali davası, bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılması gereken bir dava olup, açık kanunî düzenlemeye göre dava açma süresi itirazın tebliği ile başlar. Ödeme emrine itiraz, 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine uygun olarak takip alacaklısına tebliğ edilmez ise kanunda öngörülen bir yıllık süre başlamayacaktır. İİK’nın 67/1. maddesindeki düzenleme dikkâte alındığında, icra dosyasında alacaklının icra işlemleri yapmış olmasının itirazın tebliği anlamına gelmeyeceği de açıktır.”

 

Kadir Uyanık

Av. Kadir Uyanık

Yazar, İzmir Barosu'na kayıtlı Avukat olup, aynı zamanda Ticaret Hukuku alanında yüksek lisans eğitimi görmektedir. Çalışmalarını Ticaret Hukuku ve Şirketler Hukuku alanında yoğunlaştırmıştır.