Franchise sözleşmesinde yer verilen “şirket hisselerinin devrinin franchise verenin onayına tabii olduğu” yönündeki sözleşme hükmünün hukuka aykırı olmadığı, bu düzenlemenin varlığına rağmen onay alınmadan yapılan hisse devrinin sözleşmeye aykırılık teşkil edeceği, sözleşmeye aykırılığın giderilmesinin istenmesine rağmen aykırılığın giderilmemesi halinde sözleşmenin haklı nedenle feshinin geçerli olacağı, bu dönemde yeni ortaklardan fiilen ödemeler alınmasının muvafakat anlamına gelmeyeceği hakkında
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 16.05.2019 tarihli, 2017/60 E. , 2019/579 K.
Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; ... taraflar arasında imzalanan dava konusu franchise sözleşmesinin 15.2 maddesinde franchise verenin onayı olmaksızın devir yasağı düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, franchise alanın bir ortaklık veya limited şirket olması durumunda söz konusu şirketin ortakları, franchise verenin önceden yazılı izni olmaksızın şirketin ortaklık yapısını değiştiremeyeceklerdir. Sözleşme özgürlüğüne ilişkin ilkeler gözetildiğinde, franchise alan şirketin ortaklık yapısının değişmesinin franchise verenin yazılı iznine tabi tutulması, aksi hâlde bu durumun sözleşmenin ihlâli sayılmasına ilişkin franchise sözleşmesinin 15.2 maddesinin 818 sayılı BK’nın 19’uncu (6098 sayılı TBK’nın 27’nci) ve TMK’nın 2’nci maddelerine aykırılık teşkil ettiğinden söz edilemeyecektir. Zira franchise alanın, franchise verene karşı onun menfaatlerini koruma, sırlarını saklama, gerektiğinde hesap verme gibi güven ve sadakate dayanan yükümlülükleri vardır.
Taraflar arasında franchise sözleşmesinin imzalanmasından sonra 01.02.2010 tarihinde davalı şirketin ortaklık yapısı tamamen değişmiş ve davacı şirket tarafından sözleşmenin 15.2 maddesi gereğince devre muvafakat edilmiştir. Bununla birlikte davalı şirketin ortaklık yapısı 21.02.2011 tarihinde tekrar tamamen değişmiş, ancak bu sefer franchise veren davacı şirketin muvafakati alınmadan pay devir işlemleri gerçekleştirilmiştir. Bunun üzerine davacı şirket tarafından ortaklık yapısının eski hâline getirilmesi için sözleşmenin 16.3 maddesi gereğince telafi ihtarnamesi de gönderilmiştir. Bu hâliyle franchise sözleşmesinin 15.2 maddesi gereğince franchise alan şirketin ortaklık yapısının franchise verenin muvafakati olmadan değişmesinin sözleşmenin ihlali niteliğinde olduğunun ve davacı şirkete dava konusu franchise sözleşmesinin davalı şirketin her yeni ortağına bildirimi gibi bir zorunluluğun yüklenemeyeceğinin kabulü gerekir. Ayrıca bu husus davalı şirketin başvurusu üzerine verilen Rekabet Kurulunun 17.11.2011 tarihli ve 2011/3-210 sayılı kararı ile de tespit edilmiştir.
Taraflar arasında imzalanan dava konusu franchise sözleşmesinin 22.2 maddesinde; sözleşmenin kuralları ile farklılık gösteren taraf uygulamalarının franchise verenin sözleşmenin kurallarına kesin olarak uyulmasını talep etme hakkından feragat etmesi anlamına gelmeyeceği düzenlenmiştir. Bu durumda franchise sözleşmesi gereğince davacı tarafından alacağının tahsili için davalıya yedi günlük telafi ihtarnamesi gönderilmesinin yeterli olduğu, taraflar arasında süregelen ilişkide davalıya e-posta yolu ile 30 günlük vadeler verilerek ödeme yapılmasının sözleşme şartlarını bertaraf etmeyeceği anlaşılmaktadır.
O hâlde, dava konusu franchise sözleşmesinin taraflar açısından geçerli ve bağlayıcı olduğunun ve davacı tarafından yapılan feshin haklı nedenlere dayandığının kabulü gerekir.
Hâl böyle olunca; yerel mahkemece, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
Sonuç Olarak
Hukuk Genel Kurulu’nun incelenmesinden ortaya çıkan sonuçlar hakkında kısa bir özet yapmak gerekirse:
i. Sözleşmelerde sıklıkla yer verilen şirket hisselerinin ya da ortaklık yapısının değiştirilmesine yönelik işlemlerin izne tabi olduğu ve izin alınmadan yapılan işlemlerin ihlal sayılacağı yönündeki sözleşme hükümlerinde hukuka aykırı bir yön bulunmamaktadır.
ii. Sözleşmede şirket hisselerinin devri yasağı bulunmasına rağmen izin alınmadan yapılan devirler nedeniyle sözleşmenin ihlal edilmiş sayılacağı, bu durumun düzeltilmesinin talep edilmesine (temerrüt) rağmen herhangi bir girişimde bulunulmaması halinde sözleşmenin haklı nedenle feshedilebileceği,
iii. Devir yasağına rağmen, hisse devralan kişiler ile ticari ilişkinin sürdürülmesi ve ödemelerin alınması ya da başkaca sözleşme içi ve dışı ilişkilerin varlığının devir işlemine zımnen muvafakat verildiği anlamına gelmeyeceği kabul edilmiştir.
Daha fazla bilgi, hukuki danışmanlık ve sorularınız için Whatsapp hattımızdan veya mail yoluyla bizimle hemen iletişime geçebilirsiniz. 11.07.2021