Fatura Hakkında Genel Bilgilendirme
Türk Ticaret Kanunu madde 21 ve Vergi Usul Kanunu madde 229 ile tanımlandığı üzere fatura; satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır. Faturanın; fatura borçlusuna tebliğ edilmesi zorunlu değildir. Ticari hayatın akışında da çoğunlukla faturaların tebliğ edilmediği görülmektedir. Fakat bu uygulama hatalı sonuçlar doğurmaktadır. Aşağıda açıklanacağı üzere faturanın tebliğinin ciddi önemi ve sonuçları bulunur.
Temerrüt Faizi Hakkında Genel Bilgilendirme
Türk Borçlar Kanunu, para ödeme borçlusunun, borcunu yerine getirmekte gecikmesi halinde, bu borca kendiliğinden / gecikme gerçekleştiği andan itibaren faiz işletilebilmesini birtakım şartlara bağlamıştır. Birkaç ihtimalli durumlar şöyle sıralanabilir:
-Taraflar arasında borcun ne zaman ödeneceği açıkça kararlaştırılmış ise borç ödenmediği takdirde vadeden itibaren kendiliğinden temerrüt faizi işlemeye başlar. ( Vadeye ilişkin yazılı sözleşme, mail yazışması veya başkaca birtakım ispata elverişli araçların bulunması gerekir. )
-Taraflar arasında borcun ne zaman ödeneceği açıkça belirlenmemiş ise, alacaklı alacağını talep etmeli ve borçluyu temerrüde düşürmelidir. Aksi takdirde alacak talep edilmediği sürece temerrüt faizi işletilemez. ( Bu talep yazılı olarak, mail yazışması veya başkaca birtakım ispata elverişli araçların kullanılması suretiyle karşı tarafa iletilmelidir. )
Faturanın Tebliğ Edilmesinin Temerrüt Faizine Etkisi
Yüksek mahkemeler, taraflar arasında aksine yazılı bir sözleşme yok ise faturanın borçluya tebliğ edilmesini tek başına “alacağın talep edildiği” anlamına gelmeyeceği gerekçesi ile temerrüt faizinin faturanın tebliğ tarihinden başlatılamayacağı yönünde kararlar vermektedirler. Yargıtay’ın bu kararları nedeniyle, faturayı tebliğ eden fatura alacaklılarının, faturanın yanında bir üst yazı düzenleyerek, “faturanın on gün içerisinde ( bu süre taraflarca belirlenebilir ) ödenmesini, aksi takdirde bu tarihten itibaren temerrüt faizi işletileceğini” ihtar eden bir yazı ile birlikte faturayı tebliğ etmelerinin faiz ve enflasyon karşısında korunmaları için değerli olacağını değerlendiriyoruz.
Mal ve Hizmet Tedarikçilerinin Temerrüt Faizi Hakkı
“Ticarî İşlerde Para Borçlarının İfasındaki Gecikmelerle Mücadele” isimli ve 2011/7 sayılı Avrupa Birliği Yönergesi dikkate alınarak Türk Ticaret Kanunu’na eklenenen 1530. maddesi ile temerrüt faizinin oranı ve temerrüt tarihi hakkında birtakım düzenlemeler yapılarak, Türk Borçlar Kanunu’ndan farklı bir politika belirlenmiştir. Türk Borçlar Kanunu’nda temerrüt faizi talep etmek için borçlunun temerrüde düşürülmesi gerekirken, TTK 1530 maddesi gereğince, “mal ve hizmet tedariki amacıyla yapılan işlemlerde” temerrütsüz ihtar esası belirlenmiştir.
Mal veya hizmet tedariki sağlayan satıcı aşağıdaki tarihlere göre herhangi bir ihtarnameye gerek kalmaksızın temerrüt faizi talep etme hakkı kazanır:
- Faturanın veya eşdeğer ödeme talebinin borçluya tebliğ veya teslim edilmesinin üzerinden 30 gün geçtikten sonra,
- Fatura veya eşdeğer ödeme talebi tebliğ veya teslim edilmemişse mal veya hizmetin tesliminden 30 gün geçtikten sonra,
- Taraflar sözleşme ile ödeme süresi olarak faturanın ya da mal veya hizmetin tesliminden 60 günden sonra bedelin ödeneceğini kararlaştırabilirler. Tedarikçi aleyhine ağır ve haksız bir şart getirmedikçe daha uzun süre belirleyebilir. Tedarikçinin orta ölçekli işletme büyüklüğünde olması halinde ödeme süresi 60 günü geçemez.
- Temerrüt faizi 13.06.2020 tarihinden itibaren yıllık % 10 olarak belirlenmiştir. TTK 1530 hükmü gereğince, istenebilecek temerrüt faizi ise yıllık % 15 olarak belirlenmiştir.
- Tedarikçinin küçük veya orta ölçekli işletme büyüklüğünde alıcının da büyük ölçekli işletme olması halinde taksitle ödeme kararlaştırılamaz.
Fatura ve Temerrüt Faizi Hakkında Son Olarak
Türk Ticaret Kanunu ve Vergi Usul Kanunu uyarınca faturanın ticari hayattaki değeri tartışmasızdır. Ne var ki uygulamada faturanın özellikle tebliğ edilmesi konularında sorun yaşandığı, fatura tebliğ veya teslim edilse tebliğ edildiğine dair karşı tarafın imzasının alınmadığı, fatura karşı tarafın defterlerine işlense bile satıcının ayrıca yazılı olarak ödeme talebinde bulunmaması nedeniyle temerrüt oluşmadığı bu nedenle faiz kayıplarının yaşandığı görülmektedir. Ticari hayatın olağan akışı içerisinde her fatura için karşı tarafın imzasının alınması mümkün görülmese de bu uygulamanın hak kayıplarının önüne geçeceği ve hatta bu tebliğ esnasında ödeme talebine dair ayrı bir yazının da düzenlenmesinin uygun olacağı değerlendirilmektedir.
Daha fazla bilgi almak için
info@kutelhukuk.com üzerinden mail yolu ile, whatsapp hattından veya telefon numarası üzerinden iletişime geçebilirsiniz.
Kaynakça: