1- Kur Farkı Talebi Şartları
Kur farkı talepli davalarda, davacının ispatlaması gereken hususlar ile kur farkı talep edebilmenin şartları şu makalemizde detaylı açıklanmıştır. Özetle kur farkı talebi için taraflar arasındaki ticari ilişkinin döviz cinsinden yürütüldüğünün ispatlanması ve asıl faturalarda alacağın döviz cinsinin açıkça gösterilmesi gerekmektedir. Elbette fatura borçlusunun ödemelerini vadesinde yapmaması gerekir.
2- Çek ile Yapılan Ödemeler ve Kur Farkı Sorunu
Kur farkı davalarının gündeme gelmesinin temel sebebi fatura borçlusunun vadeli çekler ile ödeme yapmasıdır. Zira 60 gün, 90 gün gibi sürelerde kur dalgalanması nedeniyle alacaklının ciddi zararı doğabilmektedir. Ne var ki bu davalarda istikrar kazanan yargı kararı, ödemelerin çek ile yapılan kısımları yönünden kur farkı talep edilemeyeceği yönündedir. Türk Lirası cinsinden düzenlenen çeki kabul eden alacaklının seçim hakkını kullandığı ve artık kur farkından söz edemeyeceği görüşü kabul görmüştür.
2.1. Çek ve Kur Farkı Hakkında Yargıtay Kararları
“Dava, cari hesap ve kur farkı alacağından kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkindir. Dosya içerisindeki bilirkişi raporu incelendiğinde kur farkına esas olan faturalara yönelik ödemelerin bir kısmının çek ile yapıldığı görülmektedir. Çek ile yapılan ödemelerde kur farkı istenemeyeceği Dairemizce istikrar kazanmış uygulamalardandır.”
( Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2017/3234 E. , 2019/1778 K. )
“Çek bir ödeme vasıtası olup, döviz üzerinden düzenlenmesi mümkün olduğu gibi, bedel hanesi verildiği andaki döviz satış kuru üzerinden hesap edilerek de doldurulabilir. Buna rağmen, ödemeyi Türk Lirası üzerinden çek olarak kabul eden davacının bu aşamadan sonra kur farkı isteyemeyeceğinin kabulü gerekirken, mahkemece delillerin değerlendirilmesinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.”
( Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2015/11192 E. , 2016/2067 K. )
Davacı ödemelerini çek ile yapmıştır. Bu ödemelerde kur farkı istenemeyeceğinden davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulü doğru olmamış, hükmün bozulması gerekmiştir.
( Yargıtay 19. Hukuk Dairesi E. 2016/6067 K. 2017/842 )
“Ancak malın geri iadesi suretiyle yapılan ödemeler ile çek keşide edilmek suretiyle yapılan ödemelerde kur farkı istenemez.”
( Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2018/965 E. , 2019/5447 K. )
“Davacının BK'nun 83. maddesi hükmü uyarınca alacağını yabancı para üzerinden isteme hakkına sahip iken tercih hakkını Türk Lirası üzerinden kullandığı, bu halde davacının kur farkı talebinde bulunamayacağı, davacı tarafın tahsilatı yaptığında kur farkından doğan fazlaya ilişkin alacağını saklı tuttuğunu bildirmediği, ayrıca altı sene boyunca yapılan müteaddit satımlardan sonra geriye dönük olarak toplu bir şekilde ve tüm münferit satımları kapsar şekilde kur farkı talep etmesinin dürüstlük kuralına uygun olmadığı”
( Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2015/11007 E. , 2016/4155 K. )
Bono ile yapılan ödemelerde ödeme tarihi, havale ve elden yapılan ödemelerde ise makbuz ve havale tarihi itibariyle kur farkı doğuyorsa bu fark istenebilir.
( Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2018/965 E. , 2019/5447 K. )
Sonuç Olarak
Kur farkı taleplerinde, çekle yapılan ödemeler yönünden kur farkı hesabı yapılamaz. Çekin bizzat fatura borçlusu tarafından keşide edilmiş olması ile ciro yoluyla devredilmiş olması arasında fark yoktur. İade edilen fatura ve ürünler yönünden kur farkı talep edilemez. Çek için kabul gören bu görüş, bono için geçerli değildir. Ödemeler bono ile yapılmış ise kur farkı talep edilebilir. Aynı şekilde nakit veya banka havalesi ile yapılmış ödemelerde de kur farkı doğar.
Daha fazla bilgi, hukuki danışmanlık ve sorularınız için Whatsapp hattımızdan veya e-mail yoluyla bizimle hemen iletişime geçebilirsiniz. 19.12.2020