Çekin Süresinde İbraz Edilmemesinin Sonuçları: Tahliye Kararı Verilebilir Mi?

Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 06.12.2018 tarihli, 2018/13454 E. - 2018/19860 K. sayılı kararı


Davacı alacaklı 15.04.2015 başlangıç tarihli yazılı kira akdine dayanarak 14.02.2017 tarihinde haciz ve tahliye talepli olarak başlattığı icra takibi ile 15.05.2016 tarihli bakiye kira alacağı 4.000 Euro ile 15.06.2016 tarihli kira alacağı 8.000 Euro olmak üzere toplam 12.000 Euro karşılığı 46.836,00 TL’nin tahsilini talep etmiş ödeme emri davalı borçluya 03.03.2017 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalı borçlu vekili 08.03.2017 tarihli itiraz dilekçesinde, takibe konu alacağı kabul etmediklerini, müvekkilinin alacaklıya böyle bir borcu bulunmadığını bildirerek borca, faize ve ferilerine itiraz etmiştir. Ödeme emrine davalı borçlu tarafından itiraz edilmesi üzerine, davacı alacaklı İcra Mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılması ve tahliye isteminde bulunmuştur.

İlk Derece Mahkemesince, davalı borçlunun icra dosyasında kiracılık ilişkisine ve kira bedeline itiraz etmediği, kira bedellerinin davacı alacaklıya verilen çekler ile ödendiği bildirilmiş olup, banka cevabı yazısına göre de, davacı alacaklıya kira bedeline ilişkin olarak verildiği iddia edilen çeklerin bankaya ibraz edilmediği ve karşılığının davacı alacaklıya ödenmediği, çeklerin süresi içerisinde bankaya ibraz edilmemesi sebebiyle de kambiyo senedi niteliğini yitirdiği, davacı alacaklı tarafından da kira bedellerinin ödendiği kabul edilmediğinden, davalının kira bedellerini ödediğini ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile davalı borçlunun itirazının kaldırılmasına, davalının kiralanandan tahliyesine karar verilmiş, bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine,

Bölge Adliye Mahkemesince, kira sözleşmesinde kira bedelinin ödenmesi kambiyo senedine bağlanmış ise de kira bedeli karşılığında kambiyo senedi (çek) verilmesinin o kira bedelinin ödendiğini göstermeyeceği, kira bedelinin ancak kambiyo senedi (çekin) karşılığı bedelin ödenmesi halinde kira bedelinin ödenmiş sayılacağı, takibe konu ay kiralarının ödendiğine ilişkin davalı tarafından yazılı bir belge sunulmadığı gibi kira bedellerine karşılık verilen çeklerin ödendiğine ilişkin de bir beyan olmadığı gibi belgede bulunmadığı, bu nedenle itirazın kaldırılmasına karar verilmesinde bir usulsüzlük bulunmadığı, davalının tahliyeye ilişkin istinaf istemine gelince, kira bedeli karşılığı kiralayana çek verildiğinin sabit olduğu, kira bedelinin kambiyo senedine bağlanması halinde alacaklı tarafından senetlerden dolayı kambiyo senetlerine mahsus takip yolu ile tahsiline ilişkin hükümlerinin uygulanması gerekirken, bunlar yapılmadan doğrudan doğruya ilamsız icra takibi yapılarak örnek 13 ödeme emri gönderilerek tahliye isteminde bulunmasının doğru olmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile yerel mahkemenin kararının kaldırılmasına, davanın kısmen kabulüne, davalının itirazının kaldırılmasına, ancak tahliye isteminin reddine karar verilmiş, karar davalı vekili ve davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Dava, kira alacağının tahsili için başlatılan takibe itirazın kaldırılması ve tahliye istemlerine ilişkindir.

Davacı vekilinin tahliyeye yönelik temyiz itirazlarına gelince;

Türk Borçlar Kanunu'nun 315. maddesi hükmü uyarınca temerrüt nedeniyle tahliyeye karar verilebilmesi için istenen kira parasının muaccel (istenebilir) olması ve bu kira bedelinin verilen otuz (30) günlük sürede ödenmemiş bulunması, ihtarnamede verilen süre içerisinde kira parasının ödenmemesi halinde akdin feshedileceğinin açıkça belirtilmesi gerekir. Kira parası götürülüp ödenmesi gereken borçlardan olduğundan kiralayana götürülüp elden ödenmesi veya gideri kiracıya ait olmak koşuluyla konutta ödemeli olarak PTT kanalıyla gönderilmesi gerekir. Bundan ayrı, sözleşmede özel bir koşul kabul edilmiş ise bu husus da göz önünde tutulmalıdır. Açıklanan şekilde yapılmayan ödemeler yasal ödeme olarak kabul edilemez. Ancak teamül haline gelmiş bir ödeme şekli varsa bu şekilde yapılan ödeme de geçerlidir.

Olayımıza gelince; Taraflar arasında imzalanan 15/04/2015 başlangıç tarihli 3 yıl süreli kira sözleşmesi hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Kira sözleşmesinde yıllık kira bedelinin 2.400 Euro olduğu ve her yıl belirli tarihlerde çek ile ödeneceği kararlaştırılmıştır. Her ne kadar kira sözleşmesi ile kira bedellerinin çek ile ödeneceği kararlaştırılmış ve taraflarca da takibe konu dönemlere ilişkin davacı alacaklıya çek verildiği kabul edilmiş ise de, hem taraf beyanlarından, hem de... Türk Katılım Bankası A.Ş Organize Şubesinin yazısına göre, davacı alacaklıya kira bedeline ilişkin olarak verildiği iddia edilen çeklerin süresinde bankaya ibraz edilmediği ve karşılığının davacı alacaklıya ödenmediği anlaşılmaktadır. Nitekim 6102 Sayılı TTK'nin 808/1. maddesine göre, çekin süresinde muhatap bankaya ibraz edildiği, ibraz günü de gösterilmek suretiyle çekin üzerine yazılmış olan tarihli bir beyanla tespit edilmelidir. Aksi takdirde alacaklı müracaat hakkını kaybeder. Somut olayda; takibin dayanağı olan çekin süresi içinde bankaya ibraz edilmediği, dolayısıyla çek niteliğini yitirdiği anlaşılmaktadır.

Davanın hukuki dayanağı Türk Borçlar Kanunu'nun kiracının temerrüdünü düzenleyen 315. maddesinden kaynaklanmaktadır. Kiralayanın kiracıya göndereceği temerrüt ihtarnamesinde talep edilen kira parasının otuz gün içinde ödenmesinin yazılması, bu süre içinde ödenmediği takdirde akdin feshiyle tahliye davası açılacağı hususunun ihtar edilmesi zorunludur. Davalı aleyhine kira alacağının tahsili amacıyla 14.02.2017 tarihinde başlatılan takip üzerine, 30 günlük ödeme ve 7 günlük itiraz sürelerini ihtiva edecek şekilde düzenlenen örnek 13 ödeme emri davalıya 03.03.2017 tarihinde tebliğ edilmiştir. Bu durumda 30 günlük yasal süre içerisinde takibe konu borcun ödenmesi gerekirken, yukarıda açıklandığı üzere takibe konu kira alacağının takipten önce ve takip ile belirtilen süre içerisinde davacı alacaklıya ödenmediği anlaşılmakla, temerrüt nedeniyle tahliye koşulları oluşmuştur. Buna göre, Bölge Adliye Mahkemesince tahliye talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davalının istinaf başvurusunun kabulü ile davacının tahliyeye ilişkin isteminin reddine karar verilmesi doğru değildir.

Daha fazla bilgi, hukuki danışmanlık ve sorularınız için Whatsapp hattımızdan veya mail yoluyla bizimle hemen iletişime geçebilirsiniz. 16.05.2022

Kadir Uyanık

Av. Kadir Uyanık

Yazar, İzmir Barosu'na kayıtlı Avukat olup, aynı zamanda Ticaret Hukuku alanında yüksek lisans eğitimi görmektedir. Çalışmalarını Ticaret Hukuku ve Şirketler Hukuku alanında yoğunlaştırmıştır.