Borçlunun Şirketteki Hissesinin Haczi: Anonim Şirket Hisse Haczi Nasıl Yapılır?

1- Borçlu Şirket veya Gerçek Kişinin Başka Bir Şirketteki Hissesinin Haczi

Alacaklının icra dosyası borçlusu olan gerçek kişi veya tüzel kişinin, dosyada borçlu bulunmayan bir başka şirkette hissesi olabilir. Bu hissenin haczi mümkün olup uygulamada nasıl ve ne şekilde yerine getirileceği noktasında çeşitli problemler doğmaktadır. Konu çeşitli Yargıtay kararlarında tartışılmış ve mevcut İcra ve İflas Kanunu düzenlemeleri ışığında haczin ve muhafaza tedbirlerinin ne şekilde gerçekleştirileceği açıklığa kavuşturulmuştur. Uygulamada ne yazık ki salt ticaret sicil müdürlüğüne müzekkere yazılarak veya şirkete 89/1 haciz ihbarnamesi gönderilerek şirket hissesine haciz konulabileceği sanılmakta ve bu şekilde işlem tesis edilmektedir. Oysa aşağıda teferruatı ile anlatılacağı üzere bu usul hatalıdır.

2- Anonim Şirket Hisseleri Pay Senedi veya Geçici İlmuhabere Bağlanmışsa

Anonim şirket hissesi haczinin nasıl yapılacağı noktasında düzenleme ve Yargıtay uygulamalarını incelemeden evvel açıklamalarımızın “pay senedine bağlanmış hisse” ve “bağlanmamış hisse” şeklinde ayrıştırılması gerektiği peşinen ifade edilmelidir. İcra ve İflas Kanunu madde 94 hükmünün ilgili bölümleri şöyledir: “..bir şirket…hissesi haczedilirse icra dairesi, yerleşim yerleri bilinen ilgili üçüncü şahıslara keyfiyeti ihbar eder.” Anonim şirkette, payın (hissenin) hisse senedine bağlanması zorunlu değildir. Eğer pay, hisse senedine (veya ilmuhabere) bağlanmazsa, çıplak pay olarak kalır. Hisse senedine (veya ilmuhabere) bağlanmamış (çıplak) pay da hisse senedi gibi her çeşit işlemin konusu yapılabilir, devredilebilir, rehnedilebilir, üzerinde intifa hakkı tanınabilir, haczedilebilir[1]. Eğer şirket hisselerini temsilen tedavüle çıkarılmış senet varsa, geçici pay senedi ilmuhaberleri dahil, bunların haczi aşağıda anlatılacak usule tabii olmayıp, fiilen elkonularak (muhafaza altına alınarak) haczedilmesi İİK madde 88 gereği geçerlilik şartıdır[2]. Tedavüle çıkarılmış senetlere fiilen el konulmadan salt şirkete yahut ticaret sicil müdürlüğüne ihbarname gönderilmek suretiyle gerçekleştirilen haciz herhangi bir sonuç doğurmaz[3].

3- Anonim Şirket Hisseleri Pay Senedine Bağlanmamışsa

İİK madde 94 düzenlemesinde: “Anonim şirketlerde paylar için pay senedi veya pay ilmühaberi çıkarılmamışsa, borçlunun şirketteki payı icra dairesi tarafından şirkete tebliğ olunarak haczedilir.” ifadesine yer verilmiştir. Yargıtay güncel kararlarında da ifade edildiği üzere düzenlemeye göre, çıplak pay hissesinin haczine karar veren icra müdürü, bu hacizle ilgili muhafaza tedbiri almak için mahalline (anonim şirket merkezine) gitmek zorunda değildir[4]. Üçüncü kişiye gönderilecek ihbarnamede hangi hususların yazılması gerektiği de Yargıtay kararları ile şekillenmiş durumdadır. Bu ihbarnamede (bildiride), borçlunun anonim şirketteki çıplak payının haczedildiği, bu haczin pay defterine işlenmesi, ilerde hisse senedi (veya ilmuhaber) çıkarılması halinde borçlunun (çıplak) payına düşen hisse senetlerinin (veya ilmuhaberlerin) borçluya verilmeyip, icra dairesine (dosyasına) teslim edilmesi, borçluya çıplak payı ile ilgili bütün tebligatın bundan böyle icra dairesine yapılması ve borçlunun muvafakatinin alınması gereken bütün müşterek tasarruflar ve kararlar için borçlu ortak yerine icra dairesinin muvafakatinin alınması gerektiği (anonim şirkete) ihbar edilir (bildirilir). Böylece, borçlunun haczedilen çıplak payı üzerindeki tasarruf yetkisinin kısıtlanmış olduğu (İİK. m. 86. m. 94/1 C.6) anonim şirkete bildirilmiş ve buna aykırı davranışlara karşı gerekli muhafaza tedbirleri (İİK. m. 90) alınmış olur[5]. Bu noktada belirtmek gerekir ki borçlu gerçek veya tüzel kişinin ortak olduğu şirket, icra dosyası borçlusu yönünden üçüncü kişi konumunda olmayıp, anonim şirkete İİK m. 89/1 hükmüne göre birinci haciz ihbarnamesi gönderilemez. Gönderilmesi gereken haciz ihbarnamesi İİK m.94 göndermesi ile İİK m.78 hükmüne göre “haciz müzekkeresi” niteliğinde olup 89/1 hükmünde düzenlenen birinci haciz ihbarnamesi ile haciz tesis edilemez[6]. Dolayısıyla hatalı bir usulle şirkete gönderilen 89/1 ihbarnamesi herhangi bir sonuç doğurmaz[7]. Aynı şekilde salt ticaret sicil müdürlüğüne yazılarak şirket hissesinin haczedilemeyeceği, yapılan işlemin geçersiz olduğu da açıktır[8].

İİK 94 düzenlemesine göre bu haczin şirket pay defterine işlenmesi zorunlu tutulmuş ise de haciz ihbarnamesi uyarınca şirket pay defterine haciz şerhi işlenmemiş olsa bile şirkete tebliğ tarihinde pay haczedilmiş sayılır[9]. Yine düzenlemeye göre haciz, icra dairesi tarafından tescil edilmek üzere Ticaret Siciline de ayrıca bildirilir. Sicile tescilden sonra gerçekleştirilen haczedilmiş payların devri, alacaklının haklarını ihlâl ettiği oranda kesin hükümsüzdür[10]. Haczedilen payların satışı, taşınır malların satışı usulüne tâbidir.

4- Anonim Şirketin Haciz Bildirisine İtiraz Edip Etmemesinin Sonuca Etkisi

İİK madde 78 gereği üçüncü kişiye doğrudan haciz müzekkeresi gönderilmek suretiyle borçluya ait hak ve alacaklar üzerine haciz konulması ile İİK madde 89 gereği üçüncü kişiye birinci haciz ihbarnamesi gönderilmek suretiyle borçluya ait hak ve alacaklar üzerine haciz konulması prosedürlerinin birbirine karıştırılmaması gerektiği yukarıda açıklanmıştır. Şirkete İİK madde 78 gereği haciz müzekkeresi gönderilmesi halinde, üçüncü kişi tarafından “ihbarnameye itiraz” şeklinde bir usul bulunmamaktadır. Bildiriyi alan şirket, borçluya ait hak ve alacak var ise haciz gereği işlem yapmalı (pay defterine işleme) veya haczedilecek hak ve alacak bulunmadığını icra dairesine bildirmelidir. Üçüncü kişinin, doğrudan İİK.'nun 78. maddesine göre istenen haciz nedeniyle, anılan işlemlerin dışında herhangi bir sorumluluğu bulunmamaktadır. Başka bir anlatımla, haciz yazısına cevap verilmemesi halinde üçüncü kişi zimmetinde sayılan bir alacak yoktur[11]. Zira bu 89/1 ihbarnamesinin sonuçlarındandır.

Sonuç Olarak

Anonim şirkette hissesi bulunan icra dosyası borçlusunun bu hissesinin haczi mümkün olup haczin nasıl tesis edileceği sorusuna cevap verilebilmesi için öncelikle anonim şirket hisselerini temsil eden senet düzenlenip düzenlenmediği açıklığa kavuşturulmalıdır. Böyle bir pay senedi veya geçici ilmühaber çıkarılmışsa, bunun bulunarak (şirkette veya borçlu uhdesinde) İİK m. 88 gereği elkonulması haciz için geçerlilik şartıdır. Şayet hisseyi temsilen senet düzenlenmemiş ise bu kez yapılması gereken İİK m.94 hükmündeki düzenlemeyi takip ederek şirkete bir haciz bildirisi göndermek (İİK m. 89 anlamında birinci haciz ihbarnamesi değil) ve ardından durumu ticaret sicil müdürlüğüne bildirmektedir. Salt ticaret sicil müdürlüğüne müzekkere yazılması geçerli bir haczin tesisi niteliğinde olmaz.

Daha fazla bilgi, hukuki danışmanlık ve sorularınız için Whatsapp hattımızdan veya mail yoluyla bizimle hemen iletişime geçebilirsiniz. 07.12.2021

 

 

 

[1] Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 17.03.2021 tarihli, 2020/6881 E. - 2021/3016 K. sayılı kararı.

[2] Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 17.03.2021 tarihli, 2020/6881 E. - 2021/3016 K. sayılı kararında: “İİK'nun 88. maddesinin birinci fıkrasına göre ise, haczolunan paraları, banknotları, hamiline ait senetleri, poliçeler ve sair cirosu kabil senetlerle altın ve gümüş ve kıymetli şeyleri icra dairesi muhafaza eder. Bu fıkrada yazılan şeylere icra dairesi tarafından el konulması, bunların haczi için geçerlik şartıdır. Anonim şirket hisselerini temsil etmek üzere çıkarılan geçici pay senedi ilmuhaberlerinin, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 486/2, 490, 645, 647 ve 654. maddeleri uyarınca kıymetli evraktan sayılması nedeniyle, bu evrakın haczi için İİK'nun 88. maddesinin yukarıda belirtilen hükmü uyarınca, evraka fiilen el konulması zorunludur.”

[3] Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 20.06.2018 tarihli, 2017/9254 E. - 2018/6420 K. sayılı kararı.

[4] Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 22.06.2021 tarihli, 2021/5724 E. - 2021/6773 K. sayılı kararı.

[5] Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 22.06.2021 tarihli, 2021/5724 E. - 2021/6773 K. sayılı kararı.

[6] Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 10.09.2013 tarihli, 2013/18262 E. - 2013/28004 K. sayılı kararı ; Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 12.05.2014 tarihli, 2014/11612 E. - 2014/14068 K. sayılı kararı.

[7] Yargıtay 12. Hukuk Dairesi      08.07.2013 tarihli,   2013/16702 E. - 2013/25503 K. sayılı kararında: “Somut olayda, şikayetçi ....Tur. Yat. İnş. Ev Tic. Ve San. A.Ş. 'ye  “Borçlunun şirketteki çıplak paylarının ihtiyaten haczedildiği, bu haczin pay defterine işlenmesi,  ileride hisse senedi çıkarılması halinde borçluların payına düşen hisse senetlerinin borçlulara verilmeyip icra dosyasına teslim edilmesi” için birinci haciz ihbarnamesi gönderilmiş ise de; haciz ihbarnamesi gönderilen şirket, ortağı olan borçlu yönünden 3. kişi sayılmayacağından sözü edilen haciz ihbarnamesi sonuç doğurmaz. Borçlunun anonim şirketteki çıplak paylarının haczi ise ancak İİK.'nun 94. maddesi uyarınca yapılacak haciz işlemi ile mümkündür.  O halde mahkemece şikayetçinin bu yöne ilişkin şikayetinin kabulüne karar vermek gerekirken, şikayetin tümden reddi isabetsizdir.”

[8] Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 23.05.2018 tarihli, 2017/175 E. - 2018/5035 K. sayılı kararında: “Somut olayda, borçlu ...'nun... Turizm....A.Ş.'deki şirket hissesi üzerine konulan haczin, ticaret sicil müdürlüğüne müzekkere yazılmak suretiyle yapıldığı, İİK’nun 94.maddesi gereğince haciz işlemi yapılmadığı anlaşılmıştır.”

[9] Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 17.03.2021 tarihli, 2020/6881 E. - 2021/3016 K. sayılı kararı: “İcra dairesinin bu ihbarnamesini (haciz bildirisini) alan anonim şirket, çıplak payın haczedildiğini şirket pay defterine işlemek zorundadır; ancak, çıplak pay haczi, şirket pay defterine işlenmemiş olsa bile, haciz bildirisinin anonim şirkete tebliğ edildiği tarihte yapılmış sayılır (İİK. m. 94/1 CA Prof. Dr. Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, 2004 baskı, s. 392, 393).”

[10] Kanunda batıl ifadesi kullanılmakta ise de buradan anlaşılması gerekenin kesin hükümsüzlük olduğu yönünde karar için bkz.

[11] Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 22.06.2021 tarihli, 2021/5724 E. - 2021/6773 K. sayılı kararı.

Kadir Uyanık

Av. Kadir Uyanık

Yazar, İzmir Barosu'na kayıtlı Avukat olup, aynı zamanda Ticaret Hukuku alanında yüksek lisans eğitimi görmektedir. Çalışmalarını Ticaret Hukuku ve Şirketler Hukuku alanında yoğunlaştırmıştır.