1- Belirsiz Alacak Davasının Hukuki Yarar Yokluğundan Reddi
Uygulamada problem yaratmaya devam eden bir konu olarak; hangi hallerde belirsiz alacak davası açılabileceği ve belirsiz alacak davasına konu edilemeyecek bir alacağın belirsiz alacak davası ile ileri sürülmesi halinde mahkemelerin doğrudan usulden ret (hukuki yarar yokluğundan) kararı verip veremeyeceği tartışmaları devam etmektedir. Bu tartışmalarla ilgili güncel durumu ve HGK kararlarını şu yazımızdan inceleyebilirsiniz.
Belirli bir alacağın belirsiz alacak davasına konu edilmesi halinde mahkemenin nasıl bir tutum sergileyeceği tartışmalarının doğal bir sonucu olarak: “Hukuki yarar sonradan düzeltilebilir bir eksiklik midir?” sorusunun da cevabı tartışılmaktadır. Bu sorunun önemi; Türk Borçlar Kanununda düzenlenen 60 günlük ek sürenin uygulama alanın tespitinde ortaya çıkmaktadır. Belirsiz alacak davası hukuki yarar yokluğundan reddedilen davacı, dava aşamasında zamanaşımına uğramış alacağı için TBK’daki ek 60 günlük süreden yararlanabilir mi? Bu sorunun cevabı çelişkili Yargıtay kararları arasında aranacaktır.
2- Belirsiz Alacak Davası Hukuki Yarar Yokluğundan Reddedilen Davacı 60 Günlük Ek Süreden Yararlanabilir
Yargıtay 22. Hukuk Dairesi’nin 21.01.2020 tarihli, 2016/27790 E. , 2020/825 K.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, daha önce açılan davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağı gerekçesi ile usulden reddi üzerine 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 158. maddesinde öngörülen sürede yeniden dava açılması halinde zamanaşımının ilk dava tarihine göre belirlenip belirlenemeyeceği noktasında toplanmaktadır. … Hukuki yarar 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114/1-h maddesi gereğince dava şartıdır. Diğer taraftan ayrıntıları Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2016/482-2018/1047 esas-karar sayılı ilâmında da belirtildiği üzere, hukuki yarar tamamlanamayacak ve düzeltilemeyecek nitelikte bir dava şartıdır. Dairemizin yerleşik uygulaması da bu yöndedir.
Bu noktada, belirsiz alacak davası olarak açılan davada, davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağı gerekçesi ile usulden reddinin, 6098 sayılı Kanun’un 158. maddesinde düzenlenen “düzeltilebilir bir yanlışlık” olarak değerlendirilip değerlendirilemeyeceği üzerinde durulmalıdır. Kanun maddesinde yetkisizlik veya görevsizlik sebebi ile verilen ret kararları ayrıca düzenlenmiş olup “düzeltilebilir bir yanlışlık” kavramı, yalnızca yetkisizlik ve görevsizlik sebebi ile verilen ret kararları anlamında yorumlanamaz. Düzeltilebilmesi mümkün bir hata sebebi ile dava usulden reddedildiğinde, davacıya ek süre hakkı tanınması, hakkın doğası ve adil yargılanma hakkının doğal gereğidir. 6098 sayılı Kanunun 158. maddesindeki hüküm, bazı usul hataları sebebi ile davanın reddi halinde doğabilecek adaletsizliğin önüne geçmek amacı ile düzenlenmiştir. Hukuki yarar yokluğu sebebi ile dava şartının eksik olması, yeni açılacak bir dava ile düzeltilebilir. Hukuki yarar yokluğu sebebi ile reddedilen davadan sonra aynı taleplerle açılacak davada, önceki dava maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmez. Görev ve yetki de hukuki yarar gibi dava şartı olup, görev ve yetki bakımından dava şartı eksikliği sebebi ile verilen ret kararından sonra altmış günlük ek süre tanınmasına imkan veren Kanunun, aynı kapsamda sayılan hukuki yarar yokluğu sebebi ile ret halini “düzeltilemez bir yanlışlık” olarak kabul ettiğini söylemek adil yargılanma hakkı ve hak arama özgürlüğü ile bağdaşmaz. Davayı belirsiz alacak davası olarak açmakta hukuki yararı bulunmadığı halde, belirsiz alacak davası olarak açılan davanın hukuki yarar yokluğu sebebi ile usulden reddedilmesi durumunda, bu hatanın “ düzeltilebilir bir yanlışlık ” olduğunun kabulü ile sonradan aynı taleplerle açılan davada davacının 6098 sayılı Kanunun 158. maddesinde düzenlenen ek süreden faydalanması gerektiği kabul edilmelidir. Böylece Kanunda öngörülen altmış günlük süre içinde dava açıldığı takdirde, zamanaşımı yönünden ilk dava tarihinin dikkate alınması mümkün olabilecektir.
Aynı yönde karar için bakınız: Yargıtay 22. Hukuk Dairesi’nin 24.10.2019 tarihli, 2019/7815 E. , 2019/19996 K.
3- Belirsiz Alacak Davasının Hukuki Yarar Yokluğundan Reddi Halinde Davacının TBK 158 Hükmündeki Ek Süreden Yararlanamayacağı Hakkındaki Eski Kararlar
Hukuk Genel Kurulu, önceki 2019 öncesi dönemde “belirsiz alacak davasında aranan hukuki yararın tamamlanamaz/düzeltilemez” dava şartlarından olduğunu değerlendirmekte idi. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 07.03.2018 gün, 2014/22-2350 E., 2018/439 K. sayılı kararında da hukuki yararın tamamlanamayacak bir dava şartı olduğu kabul edilmiştir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 09.05.2018 tarihli, 2016/482 E. ve 2018/1047 K. sayılı ilamında da aynı hususlar kabul edilmiş ve TBK 158 hükmünün uygulanamayacağı belirtilmiştir. Aynı husus Yargıtay 22. Hukuk Dairesi’nin 29.11.2018 tarihli, 2018/15434 E. 2018/25756 K. sayılı kararında da belirtilmiştir.
Ne var ki Hukuk Genel Kurulu 19.05.2019 tarihli ve 2016/1166 E. , 2019/576 K. sayılı kararı ile görüş değişikliğine gitmiş ve mahkemelerin “belirsiz alacak davasına konu edilmesi mümkün olmayan taleplerin belirsiz alacak davası ile ileri sürülmesi” halinde bile davanın reddedilemeyeceğine, bu eksikliğin tamamlanabilir / düzeltilebilir olduğuna karar vermiştir. Bu dosyada tartışma konusu husus 60 günlük ek süre değilse de görüş değişikliğinin bu konuya da sirayet edeceği açıktır. Bu kararla ilgili makalemiz için tıklayınız.
Sonuç Olarak
Belirsiz alacak davaları ile ilgili çelişik kararlardan kaynaklanan tartışmalar sürmektedir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu güncel olarak; belirsiz alacak davası açma hakkı olmamasına rağmen belirsiz alacak davası açılması halinde davanın usulden reddedilemeyeceği görüşündedir. Kurul’un 2019 öncesi dönemde tersi görüşte olduğu da hatırlatılmalıdır. Bu kapsamda değerlendirilecek olursa, önceki dönem HGK kararları aksini söylese de belirsiz alacak davası hukuki yarardan reddedilen davacının TBK madde 158 hükmündeki 60 günlük ek süreden yararlanması mümkün olmalıdır.